ÖZERKLİK(OTONOMİ)
1 yaşından sonra edilgin ve bağımlı durumundan çıkmaya başlayan, olumsuzluk, inatçılık ve bağımsızlık duyguları geliştiren çocuklar yemek seçme ve yeme, uyku için yatağa gitme ve oyunları ne zaman bırakacakları konusunda aileleri ile tartışmalar çıkarmaya başlarlar. Esasen bu iktidar kavgasının, inatçı davranışın ve öfke nöbetlerinin nedeni gelişen bağımsızlık duygusu ve özerklik dürtüsüdür. Çocuklar 1 yaşından sonra bağımsız bir şekilde çevrelerini araştırma ve karıştırma ihtiyacı hissederler. Çevrelerinin güvenli hale getirilmesi gereklidir. 1-3 yaş arasında en çok sevdikleri ve kullandıkları kelime “hayır”dır. Hayır, özerklik kazanma mücadelesidir. Bu “hayır”lar, karşı çıkışlar ve olumsuz tepkiler normal bir gelişimin parçasıdır. Bu nedenle bunlardan korkulmamalı ve kuşkuya düşülmemelidir. Çocuklarla bu dönemlerde inatlaşılmamalı, sakin, anlayışlı ve destekleyici bir rol üstlenilmelidir. Ayrıca çocukların bağımsızlıklarını yaşayabilecekleri, isteklerini belirtecekleri ve kararlar alabilecekleri alanlar ve durumlar yaratılmalıdır. Örneğin, çocuklar iki oyuncaktan hangisini oynayacaklarını seçebilirler veya sunulan iki giysiden hangisini giyeceklerine karar verebilirler. Burada önemli olan, çocuğa uygun ve sınırlandırılmış seçenekler sunmaktır. Çocuklara ucu açık sorular ve seçeneği fazla durumlar sunulmamalıdır. Yaşamının bazı alanlarının kendi kontrolünde olduğunu hisseden çocuklarda bağımsızlık, özerklik ve işbirliği yapma yetenekleri gelişecektir. Bağımsızlık ve özerklik geliştikçe “ben yapayım” da gelişecektir. Fakat bu dönemlerde de çocuğun yetenekleri “ben yapayım” isteklerini karşılamaya yetecek düzeyde gelişmemiştir. Eğer bu dönemde çocuklara hazır olmadıkları ve yapamayacakları bir seçenek sunulursa, çocuklarda bağımsızlık gelişim seyri bozulacaktır. Özerklik gelişimini artırmak için bu dönemde “ben yapayım” istemlerine karşılık çocukların yapabilecekleri girişimleri kendilerinin yapmalarına izin verilmelidir. İşi tamamlayamayacak olsalar da hemen yardım etmemek, çocuklara biraz zaman tanımak, hatta yapamayacaklarında sinirlenecekleri kadar zaman tanımak gereklidir. Çocukların deneyecekleri ve yapacakları işleri kolaylaştırmak için önceden bazı ayarlamalar yapılabilir. Çocukların işleri bizler kadar hızlı ve uygun yapması beklenilmez. Çocuklar karar vermeleri açısından desteklenmeli, onlara bol olanak yaratılmalı, çabaları onaylanmalı ve övülmelidir. Sürekli çocuğun peşinden gidip devamlı çocuğu değerlendirip eleştirmek doğru değildir. Bazen çocukların yapacakları işlerde erişkinlerden yardım almaları gereklidir. Bu durumlarda çocuklarla ebeveynler yan yana çalışmalıdır. Çalışmaya önce birlikte başlanıp sonra iş tamamlaması için çocuğa bırakılmalıdır.
3 yaşından sonra çocuklar kendi başlarına giyinip, soyunabilirler. Giderek birçok konuda ve birçok şeyde işleri kendi başlarına başarma ve yapma konusunda ustalaşırlar. Düzgün konuşurlar, çiş-kaka kontrolünü kazanırlar. Çocukların başardığı her aktivite çocuklarda özerklik duygusunu geliştirir. Çocuklar işleri erişkinlerden daha yavaş yaparlar ve erişkinler kadar yeterli ve tam yapamazlar. Çocuklara işleri kendi başlarına yapmayı denemeleri için zaman verilmeli ve tolerans gösterilmelidir. Çok yüksek hedefli işler de verilmemelidir. Okul öncesi çocuklarda tartışma alanlarına dikkat edilmelidir. Devamlı çocuğa hayır deniliyor ise tartışılan alan ve durum çocuk için uygun değildir. Çocuklara özerklik duygularının gelişmesi için sabır ve hoşgörü göstermek gereklidir. Yaptıkları işler konusunda da ebeveynlerin söyledikleri sözlere ve kavramlara dikkat etmeleri gerekir. Çocukları yaptıkları girişim ve işler nedeniyle korkutmamak, cezalandırmamak ve girişimci cesaretlerini kırmamak özerklik gelişimi için önemlidir. Çekingen ve bağımlı çocuklar bir miktar desteklenmeli, ancak bağımlılık teşvik edilmemelidir. Çocukların bağımsız bir şekilde öğrendiği her şey, özerklik gelişimine katkıda bulunur.
Çocuklar özerklik kazanma istemleri nedeniyle ebeveynleri ile devamlı bağımlılık ve bağımsızlık mücadelesi verirler. Okul çağına da gelseler bağımsız olma istemlerinin yanında ailenin ve evin güvenliliğinden ayrılmama istemleri de vardır. Bu nedenle bağımlı ve güvenli ortamda kalma ile bağımsızlaşma çelişkilerini ve gelgitlerini birlikte yaşarlar. Okul çocukları bağımsızlıklarını kazanmaları için cesaretlendirilmelidir. Onların evden uzaklaşma istemleri güvenli ortamlar sağlanarak kabul edilmelidir. Bağımsızlıklarını kazanmaları için büyük adımlar atmak yerine güvenli ve küçük adımlar atılmalıdır. Her ailenin ve her ebeveynin kendi değerleri vardır. Başkalarının değerlerine veya baskısına dayanarak çocuklara bağımsızlık olanakları verilemez. Çocukları tanıyarak, yeteneklerini bilerek, uzlaşılan konularda ortak nokta bulunarak, güvenliği ve sağlığı ön planda tutarak, tehlikeye atılmadan ve şartları olgunlaştırarak yapabilecekleri eylemlere ve girişimlere izin verilmelidir. Ayrıca kendi problemlerini kendilerinin çözmeleri için de onlara izin verilmeli ve olanak tanınmalıdır. Çocuklarda kendi sorunlarını kendileri çözme yaklaşımı, bağımsızlığı geliştirir. Fakat çocuktan kendi eylemlerinin sonuçlarına da katlanması istenmeli, eylemlerinin bedelini ödenecekse buna karşı çıkılmamalıdır. Çocuk, akşam yemeğini yemiyorsa aç kalmayı yaşayarak kabullenmeli, ailenin bu konuda yemek vermek gibi başka bir girişimi olmamalıdır. Buna karşılık çocukların bağımsızlık ve özerklik yaklaşımlarında ve eylemlerinde aile yardımcı ve destekleyici olabilir. Ne de olsa çocuklar desteğe de ihtiyaç duyarlar. Çocuklara güvenli ortamlarından uzaklaşma özgürlüğü vermek, özerklik gelişimini sağlar.
Çocuk gelişiminde kritik dönemler ve zor olan geçiş dönemleri vardır. Bu dönemlerde bebek ya da çocuk zorlanmaktadır. Bu dönemlerde desteklenmeye ihtiyaç duyar. Bağlanmanın olduğu dönem, bağımsızlığın başladığı son bebeklik dönemi, özdeşimin tamamlandığı okul öncesi dönem, kimliğin kazanıldığı ergenlik dönemleri hassas ve kritik dönemlerdir. Çocuk açısından gelişimsel adımlar çok kolay atılmamaktadır. Yattığı odanın ayrılması, yürümeye başlama, konuşabilme, kaşık kullanarak yemek yeme, kendi başına giyinip soyunma, çiş ya da kaka denetimi gibi gelişimsel adımlar çocuk için son derece haz ve gurur verici gelişimlerdir. Çocuk bu gelişim basamaklarını adımlarken oldukça çok bocalama yaşayabilir ve zorlanabilir. Fakat ardışık denemelerden sonra bunları yapabildiğini görür ve büyük sevinçle bu adımları tekrar yeniler. Her denemeden sonra kendine hayran olup başka eylemleri başarabilme cesareti ve bağımsızlığı kazanır. Bu beceriler sonucu kendine güveni artar, özerklik geliştirir. Bu denemelerde çocukların devamlı sevgiyle, sabırla ve güvenle desteklenmesi gereklidir.