SORUMLULUK

Sorumluluk sahibi ebeveynler bebeklerin tüm istek ve ihtiyaçlarını çabuk ve uygun şekilde karşılarlar. Bebeklere devamlı şekilde sorumluluk duygusu ile yaklaşılmalıdır. Bebeklik döneminde ağlamalarına karşılık verilmeli, ağlamanın nedeni saptanarak uygun şekilde giderilmelidir.  Bebek 1 yaşına geldiğinde ona yapabileceği küçük işler vererek sorumluluk duygusu öğretilmeye çalışılmalıdır. Örneğin, bebek basit şekilde de olsa oyuncaklarını toplamaya yardımcı olabilir. Ona örnek oluşturarak, oyun halinde, gerginlik yaratmadan ve eğlenerek temizlik yapma işlerine yardımcı olması sağlanabilir. Bu dönmelerde sorumluluk duygusu bir görev olarak değil, onunla oyun oynayarak ve elinden tutularak geliştirilebilir. Çocuklar cesaretlendirilmelidir. Bu yapılırsa yardımlarının anlamlı şekilde artacağı görülür. Bebeklik dönemi çocukların sorumluluk duygularının tohumlarının atıldığı dönemdir. 18 aya kadar bebekler hiç kimseye karşı sorumluluk duymazlar. 18. aydan sonra çocuklara yaptıkları eylemlerin sonuçları gösterilmeli ve sonuçları kabul etmeleri öğretilmelidir. Çocuklara ortalığı dağıttıkları zaman ortalığın toplanacağı veya bir şey yere döküldüyse yerin temizleneceği gösterilmeli ve eylemlerinin sorumluluğunu almaları onlara yardımcı olunarak ve onları sevgi temelinde destekleyerek öğretilmelidir.  2 yaşından sonra çocuklar ellerini yıkamak gibi kişisel temizliğe dair sorumluluklar alabilirler. Bu dönemde çocuklara yaşlarına uygun ve yapabilecekleri aşırı fazla olmayan görevler verilebilir. Bu görevler çocuğun düşünme yetisini, hafıza gücünü, el becerisini, bir şey yapmanın mutluluğunu, plan yapmayı ve sorumluluğu geliştirir. Fakat görevler küçük parçalarda olmalı, ilk başlarda işlere yardımcı olunmalı, oyun ve eğlence temelinde yapılmalı ve yapılan işler ve tamamlanan görevler sonucunda çocuk övülmeli ve onaylanmalıdır. 18- 36 ay arasında çocuklar artık gelişimsel olarak yetersiz ve tamamen erişkinlere bağlı değildirler. Sorumluluğu öğrenecek düzeydedirler. 3 yaşından sonra çocuklar ev işlerine yardımcı olabilirler. Bu nedenle onlara ev işlerinde yapabilecekleri sorumluluklar verilmelidir.  Sofra kurmak, sofra kaldırmak, bulaşığa ve temizliğe yardımcı olmak, alışverişe birlikte çıkmak bu sorumluluklara birer örnektir.  Bu tür ev işlerinde çocuğa sorumluluk vermek ona sorumluluğu öğrettiği gibi çocuğun sosyal değerini, kendisine olan özsaygısını ve güvenini artırır; çocuğun kendisini yetenekli ve yaralı görmesini sağlar. Bu yaştaki çocuklar kendileri giyinip soyunabilirler. Çocuklara görev verilirken ilk başlarda görevin nasıl yapılacağı gösterilmeli, onlara yardımcı olunmalı, çabaları ve yaptıkları işler övülmeli, çocuğun alışkanlık kazanması sağlanılmalıdır. Görevlerin yerine getirilmesini sağlamak için çok abartılmadan ödül sistemi geliştirilebilir. Sorumluluk öğretmek sabır ve zaman gerektirir. Çocuklarda sorumluluk geliştirmek için çocuklara günlük görevler verilmelidir. Görevlerde mükemmellik beklenilmemelidir. Ceza olarak görev verilmez.

 

Okul çocukluğu döneminde çocukların verilen ev işlerine uyduğu ve istenilenleri yaptığı göz önüne alınmalıdır. Bu yaşlarda, sorumluluklarını yerine getirmediklerinde oluşacak somut durum onlara gösterilmelidir. Görevler aşırı yorucu ve zaman alıcı olmamalı, çocuklara boş zaman bırakılmalıdır.  Görevler verilirken olumlu ve destekleyici olunmalı, çocuklara seçme fırsatı verilmelidir. Aile bireyleri de görevlerini yerine getirmeli, görevler yapılırken işten yakınılmamalıdır. Günlük yapılması gereken işler karşılıksız yapılmalıdır. Çocukların yaşadıkları dünya ve ortam için karşılıksız katkıda bulunmaları gerektiğini öğrenmeleri gereklidir. Bu dönemde çocuklar bir şeyler isteme hakkını kendilerinde görebilirler. Hangi işlerde karşılık vermek gerektiğini saptamak önemlidir. Günlük, rutin ve kendisinin yapması gereken işler için ödül verilmez.

Doğru karar verebilmek ve seçim yapabilmek gelişim düzeyi ile yakından ilişkilidir. Yeterli beyin gelişimi olmayan, düşünmeyi ve değerlendirmeyi henüz öğrenmemiş bir çocuk doğru karar veremez, seçim yapamaz. Karar verip seçim yapmasını istemek onu çaresiz bırakmak ve sıkıntıya sokmak anlamına gelir. Okul öncesi dönemde -soyut dönemde- düşünme yeteneği sınırlı iken çocuğu seçim yapmak ve karar vermek zorunda bırakmak onda kaygı, yetersizlik ve kızgınlık oluşturacaktır. Çocuğun gelişim dönemini dikkate alarak, sahip olduğu özellikleri geliştirmek için onu dinlemek, sorularına dönemine uygun yanıtlar vermek, bilgilenmesini sağlamak ve öğrendiklerini nasıl kullanacağını öğretmek gereklidir. Karar verebilmek ve seçim yapabilmek çocuğun gelişim düzeyi arttıkça gelişmektedir. Bu gelişimin sağlıklı olabilmesi için çocuğun bilgilenmesi, bilgiyi değerlendirebilmesi ve düşünmeyi öğrenmesi gereklidir. Çocuklara doğru karar vermeyi ve seçim yapmayı öğretmek çok önemlidir. Seçenekleri doğru hale getirip ona yaşına göre seçenekler sunarak azaltılmış bu seçenekler arasından seçim yapması çocuklara baştan itibaren öğretilebilir. Örneğin kış mevsiminde yazlık elbise giymek isteyen bir çocuğa kışlık iki elbise göstererek bunlar arasından seçim yapması istenebilir. Çocuklara yaşlarına uygun seçenekler sunulmalıdır. Algılayamayacağı veya çok sayıda seçenek arasından seçim yapılması istenmemelidir. Bu şekilde, çocuğun karar vermesi sağlanabilir. Gelişme sürecinde çocuklara bilgiyi de öğrettiğimizde, öğrendiği bilgiyle seçenekleri doğru değerlendirip doğru karar verecektir.

Sorumluluk yaşanarak öğrenilir.