BİLİŞSEL GELİŞİM

Başlangıçta problemler deneme yanılma yoluyla ya da rastlantısal şekilde çözümlenir. Bebeklerin problem çözme becerileri deneme yanılma yoluyla geliştiği için deneme, hata yapma ve tekrar deneme olanağı sağlanılmalı, yaşına uygun oyuncaklar alınmalı, farklı ancak uygun ortamlara sokularak ve uygun olanaklar sağlanarak değişik yerleri ve evin dışını gezerek tanımasına olanak sağlanmalı, ev işlerini yaparken izlemelerine izin verilmelidir. Böylece gözlem güçleri zenginleştirilmeli ve bilişsel yetenekleri geliştirilmelidir. Eşyalar ve duygular adları söylenerek öğretilmelidir. Sevdikleri oyunlar, hareketler, aktiviteler tekrarlanmalıdır. Evdeki kap kacakla, eşyalarla ve kutularla oynamasına izin verilmelidir. Bebekleri aşırı koruyarak kendi başlarına düşünme ve öğrenme fırsatı ellerinden alınmamalıdır. Önceki aylarda oynadığı oyuncaklarla devamlı oynamasına izin verilmemeli, mama sandalyesinin belli aralıklarla yeri değiştirilerek veya yatak odasındaki eşyalar yeniden düzenlenerek bebeklerin bakış açıları değiştirilip düşünmeleri sağlanmalıdır. Bebeklerin bir şeyleri çözebilmesi için bazı uygun problemler yaratılıp bu problemleri kendi başlarına çözmeleri sağlanmalıdır. Yap-bozlar, iç içe geçen küpler, hacim ve şekil oyunları ve dinlemeye hazır olduğunda renkli, sesli ve içinden resim fırlayan kitapların okuması bilişsel gelişimlerini artıracaktır.  1. ayda çıngırak ve ses çıkaran diğer oyuncaklar, 3. ayda canlı, renkli ve ses çıkaran, yakınında ve uzağında sallanan oyuncaklar ile uzanıp yakalayacağı oyuncaklar, şarkı veya ninni söylemek; 6. ayda “cee-ee”, “tel sarar tel sarar”, örteme, saklama, bulma, cisimleri bölme ve parçalama oyunları; 9. ayda saklama, örtme, bulma, “baş baş”, “gel gel”, “git git”, “alkış alkış”, taklit ve hayvanları tanıma oyunları; 1 yaşından sonra taklit etme, aile bireylerinin isimlerini tanıma, ev dışı nesneleri tanıma, iki ayrı yere saklama, iç içe geçmeli kule yapma ve bozma oyunları vs. gibi oyunlar bebeklerin bilişsel gelişimine yararlı olacak oyunlardır. 

 

Hatırlama, öğrenilmiş ve denenmiş şeylerin unutulmaması ve yeniden akla gelmesidir. Piaget çocukların 1.5-2 yaşından önce gerçek anlamda hatırlama yeteneklerinin olmadığını söyler. Çocuklar 18. aydan sonra algılayan, anlayan, düşünen, hisseden ve hatırlayan bir beyne sahip olmaya başlayacakları için bu dönemden sonra gerçek anlamda anlamaya başlarlar. Artık, problemleri çözmek için geçmiş birikimlerinden yararlanacaklardır. 2 yaşından sonra dünyayı zihinlerinde canlandırabilirler ve bir olayı gördükten sonra o olayı taklit edebilirler. Ebeveynlerin herhangi bir şey yaptıklarında veya bir problemi çözüme kavuşturduklarında, 18–36 ay arası dönemde bulunan çocuklara çözümü nasıl ve ne şekilde yaptıklarını anlatmaları uygun olur. Bu yaş dönemindeki çocuklar problem çözmeye teşvik edilmelidir. Bir şeye uzanmak için sandalyeye çıkmak gibi araç ve sonuç ilişkisi ve balona iğne batırarak patlatmak gibi bir şeyin başka bir şeye neden olacağı ilişkisi vb. düşünme becerileri geliştirilmelidir.

 

2 yaşında çocuk, koşabilir, zıplayabilir, kendi kendine merdiven inebilir ve çıkabilir. Kapı açar. Topu atabilir, tekme vurabilir. Mobilyaya, eşyalara tırmanıp atlar. Cisimleri atar. 7 küpü üst üste koyup kule yapabilir. Daire şeklinde karalama yapar ve yatay çizgiyi taklit eder. Çemberimsi şekil çizer. Kağıdı örnek alarak bir kez katlar. Üç kelimeyi bir araya getirip (özne, nesne, yüklem) cümle kurabilir. Çorap ve ayakkabılarını giyebilir. Kaşığı tutar. Çişini haber vermeye başlar. Resimli öyküler dinler.

 

2,5 yaşındaki bir çocuk, basamakları ayaklarını değiştirerek inip çıkabilir. 9 küpü üst üste koyup kule yapar. Dikey ve yatay çizgiler çizebilir. Ancak bunları birleştirerek bir artı yapamaz. Çember şeklinde çizgiyi taklit ederek kapalı bir şekil çizebilir. Kendisine “ben” diye hitap eder, tüm ismini bilir. Eşyaları taşımada yardım eder, oyunda taklit yapar. 18. aydan sonra saklama, eşlerini bulma, vücut parçalarını tanıma ve gösterme, resimlerde uzuv bulma, eş renkleri bulma vb. oyunlar oynanmalıdır. 2 yaşından sonra ise cisim ve hacimleri eşleme, vücut uzuvlarının fonksiyonlarını öğrenme, şarkı ve söz tekrarlama, renk tanıma ve renklerin adlarını söyleme oyunları yararlı olacaktır.

 

3 yaşında çocuk, üç tekerlekli bisiklete binebilir. Tek ayağı üzerinde bir süre durabilir. 10 küpten oluşan bir kule yapabilir. 3 küpten oluşan bir köprü yapmayı, bir çember veya artı çizmeyi örnek alarak yapabilir. Yaşını ve cinsiyetini bilir. Üç nesneyi doğru olarak sayar, üç sayıyı veya altı kelimeli bir cümleyi tekrarlar. Kıyafetlerin düğmelerini çözer, ayakkabılarını giyer, ellerini tek başına yıkar.

 

4 yaşında, bir ayağı üzerinde zıplar, eliyle topu fırlatır, resimleri kesmek için makas kullanır, iyi tırmanır. Bir modele bakarak köprüyü kopyalar, 5 küpten oluşan bir kapıyı örnek olarak yapabilir, daire ve artıyı kopyalar, baş dışında 2 ya da 4 parçadan oluşan bir insan çizebilir, 2 çizgiden daha uzun olanı söyleyebilir. Dört parayı doğru olarak sayabilir, bir öykü anlatabilir. Birkaç çocukla birlikte oynayabilir ve bu oyunlarda bazı roller üstlenebilir. Tuvalete tek başına gidebilir.

 

5 yaşında, seksek oynayabilir. Kopyalayarak bir üçgen çizebilir, iki nesneden daha ağır olanı söyleyebilir. Dört rengin ismini söyler. 10 heceli bir cümleyi tekrar eder. 10 madeni parayı doğru olarak sayar. Giyinir ve soyunur. Kelimelerin anlamları hakkında sorular sorar. Çoğul ifadeler kullanabilir. 6 kısımlı adam çizebilir

Çocukların bilişsel gelişimi, 3 yaşına gelindiğinde büyük bir gelişme gösterir. Piaget’in bilişsel gelişim kuramına göre işlem öncesi dönem kendi içinde sembolik dönem (2-4 yaş) ve sezgisel dönem (5-7 yaş) olmak üzere iki alt bölümde incelenir.Sembolik dönemde semboller kullanılmaya başlanır ve dil gelişimi başlar. Sembolik oyunlar çocuğun günlük yaşamında önemli bir yer kaplar.3 yaşından sonra semboller kullanılacaktır. Çocukalar bu dönemde bir ağacı at gibi kullanmaya, ana-baba rollerine girerek taklit oyunları oynamaya başlarlar. Hayali arkadaşları olabilir. Sezgisel dönemde sezgilerle hareket edilir ve mantık kuralları henüz gelişmemiştir.  5 yaşından sonra çocuk, giderek daha karmaşık durumları deneyerek düşünmeye başlar. Bu seviyedeki çocuklar hâlâ düşünce ve akıl yürütme noktasında tek bir boyutu değerlendirebilmektedirler ancak belirli bir işleme yönelebilir ve bu noktada zihinsel becerilerini uyum yönünde kullanabilirler.

3–6 yaş arası dönemin bazı özellikler vardır:

Benmerkezicilik, çocuğun, dünyayı “ben”e dayanarak algılamaya, anlamaya ve yorumlamaya çalışması ve “bakış açısı” kavramı ve anlayışı olmadığından dünyaya diğer bir insanın (onun yerine kendini koyarak) algısal ya da kavramsal bakış açısından bakamamasıdır.Çocuklar bu dönemde, kendilerini kolayca başkalarının yerine koyamazlar. Kendilerinin bildiği bir olguyu herkesin bildiğini ve kendisinin gördüğünü bir şeyi herkesin gördüğünü düşünürler. Kendilerini kolayca başkalarının yerine koyamazlar. Konuşmalarını dinleyenin ihtiyacına göre ayarlamayıp kendi istedikleri şeyleri anlatırlar.

Düşünce katılığı, düşüncenin donuk olduğu, bir nesnenin ya da olayın tek bir belirgin özelliğine dikkat ederek, bu özelliği düşünerek ve bu tek özelliğe yoğunlaşarak diğer özellikleri göz ardı etme eğilimidir. Dört çeyrek elmanın, bir elmadan fazla olduğunu zanneden çocuk, gerçeklik yerine görünüme odaklaşacaktır.

Yarı mantıksal akıl yürütmede, düşünceler mantıksal bir ilişkiyle değil daha çok gevşek bir biçimde birbirine bağlıdır. Çocuk dünyada ve uzayda gerçekleşen doğa olaylarını insan davranışlarıyla açıklarlar. Güneş ve ay tıpkı insanlar gibi canlıdır ve insan benzeri bir eylemle yaratılmıştır.

Sınırlı sosyal biliş, çocukta sosyal alanlarda da benmerkezciliğin olmasıdır. Çocuklar, doğa ve insan olaylarını tam anlayamazlar. İnsanların niyetleri gibi içsel değişkenleri göz ardı ederler. İlk akıl yürütmeyi kullanmafaaliyetleri başlar. Tek yönlü mantık yürütme oluşur.

Özelden özele akıl yürütme, olayları yalnızca geçirilen yaşantılara bağlı olarak tek yönlü düşünebilme özelliğidir. Her sabah kahvaltısında yumurta yiyen bir çocuk bir gece misafir olarak kaldığı arkadaşının evinde sabah uyandığında yaptığı kahvaltıda yumurta yememiştir. Annesi ona “kahvaltı yaptım mı?” diye sorduğunda çocuk “kahvaltı yapmadım” (yumurta yemediği için) cevabını vermiştir.

 

Animizm,yaşayan ve yaşamayan nesneler arasında ayrım yapamama durumunda ortaya çıkan bir karmaşadır. Çocuk cansız nesnelere canlılık özellikleri yükler. Oyuncak bebekle canlıymış gibi konuşur.

 

Sembolik oyun ve düşünme halinde çocuk hayal gücünü kullanarak düşünür. Tahtayı tabanca gibi kullanır. Boş fincanı da çay varmış gibi içmeye başlar. Nesneleri başka şeylerin yerine kullanabilir. Bu dönemde çocuklar cinsiyet farklılıklarını, cinsel kimliğin devamlılığını öğrenirler ve çocukların dili de bu dönem de çok hızlı gelişir. Fakat geliştirdikleri kavramlar ve kullandıkları sembollerin anlamları kendilerine aittir. Dil gelişimi sembolleri kullanabilme yeteneğiyle ilgilidir.
Bu dönemde tersine çevrilmezlik, korunum ilkesi ve maddeleri özelliklerine göre sınıflama becerisi yoktur. Tersine çevirememe: Bir işlemi tersinden düşünememedir. Örneğin, bir bardaktan sürahiye boşaltılan suyun tekrar bardağa doldurulması halinde suyun önceki düzeye geleceğinin düşünülememesi durumu gibi. A=B dir, fakat B=A değildir. Korunum ilkesi: Piaget 5 yaşlarında bir çocukla yaptığı deneyde çocuğa, uzunlukları ve içlerindeki su seviyeleri aynı olan iki bardaktan hangisinde daha fazla su olduğu sorusunu sormuş ve ikisinde de aynı miktarda su olduğu cevabını almıştır. Bu bardaklardan birinin içerisine yer alan suyu geniş ve yayvan bir bardağa boşaltarak hangi bardakta daha fazla su olduğu sorusunu tekladığında ise bu sefer uzun bardak cevabını almıştır. Sınıflama:Maddelerin sadece tek bir özelliğe göre sıralanabilmesi ve sınıflandırılabilmesidir.

 

3 yaşından sonra çocuklar her an keşfetmeye, dinlemeye, yapmaya ve dünyayı anlamaya çalışırlar. Çocukların karşılaştıkları problemler ailelerce hemen çözülmemelidir. Onlara zaman tanıyarak ve küçük yardımlarla yönlendirerek çocukların problem çözmesi sağlanmalıdır. Problemlerle karşılaştıklarında onlara bu problemleri çözmelerine yardımcı olacak sorular sorulmalıdır. Çocuklar deneme-yanılma ve araştırma yapma gibi konularda desteklenmelidir. Oyun oynamaları ve sanat olayları ile ilgilenmeleri, kendilerini özgürce ifade etmeleri gereklidir. Sorularına basit ve anlaşılır cevaplar vermek, onlara bol bol kitap okumak ve düzgün konuşmalarına yardım etmek uygun davranış modelleridir. Resim boyama, kalem kullanmayı sağlayan yayınlar ve kesme-yapıştırma aktiviteleri hoşlarına gidecektir. Çocukların duygularını ve düşüncelerini ifade etmelerine olanak sağlanılmalıdır. Uygun çocuk kanallarını her gün kısa süreli olarak izleyebilirler. Çok kısa süreli de olsa bilgisayar oyunu –hep aynı oyun olmamak koşuluyla- oynayabilirler. Çocuklarla televizyon veya bilgisayar karşısında iletişim kurmak yerine birlikte yapılacak aktivitelerle, yürüyüşlerle, sporda, oyunda, gezide, sinema ve tiyatroda iletişim kurulmaldır. Unutulmaması gereken bir konu da her çocuğun 3–6 yaş arası bilişsel gelişiminin aynı hızla ilerlemeyebileceğidir.

 

6-12 yaşlar okul dönemidir. Çocukların zihin gelişiminin büyük bölümü okul ortamında gerçekleşmektedir. Piget’e göre bu dönem somut işlemler dönemidir. Çocuklar bu dönemde, bilişsel özellikleri nedeniyle temel eğitim almaya, matematik problemleri çözmeye ve dil öğrenmeye hazırdırlar. Bu dönemde korunum kavramı kazanılır.

 

Korunum kavramı, herhangi bir nesnenin biçimi ya da uzaydaki konumu değiştiğinde miktar, ağırlık ve hacminde değişiklik olmayacağı -aynı kaldığı anlayışı - ilkesidir.Korunum, fiziksel dünyaya belirli bir istikrar sağladığı için önemli bir kavramdır. 6-7 yaşlarda madde, uzunluk ; 7-8 yaşlarda sayı/alan, 9-12 yaşlarda ağırlık/hacim korunum gelişimi oluşur. 9-10 yaşlarında nesnelerin biçimlerinin değişse de ağırlıkların değişmediği, 11-12 yaşlarında ise nesnelerin biçimleri değişse de hacimlerin aynı kaldığı kavranılır.

 

İşlem, örgütlenmiş bir yapının parçası olan içselleştirilmiş bir zihinsel eylemdir. İşlemler aynı zamanda yaygın matematiksel işlemler olan çarpma, bölme, sıralama (daha büyük, daha az) ve yerine koymada (bir şey diğerine eşittir) işler haldedir. Her işlem, anlamını parçası olduğu bütün yapıdan almakta olup bu yapıyla ilişkilidir. Piaget bu dönemde bilişsel yapıların soyut mantıksal-matematiksel yapılara yaklaştığını belirtir. İşlemler gruplamada, sınıf kapsamada, ilişkilerde ve uzamsal-mekânsal temsillerde uygulanabilir. Bu dönemde çocuklarda mantıksal düşünce gelişmiştir. Mantıklarını somut bilgilerle ilişkili oldukları sürece kullanabilirler. Çocuk artık nicel olan, gerçek olan ve algılayabildiği şeylerle düşünebilir ve bunlar ile eyleme geçebilir.  Sosyal alanda da akıl yürütme faaliyetleri başlar. Benmerkezci düşüncenin yerini artık işlevsel düşünce almıştır. Çocuk kendi dışındaki şeylere de gittikçe genişleyen bir açı ile bakmaya ve olayları bir başkasının görüş açısından görmeye başlar. Nesneleri belirli özelliklere göre gruplandırabilir ve iki özellik arasında nedensellik kurup bir sonuca varabilir. Çocuklar artık kuralların nedenini anlayabilir ve kurallara bu nedenle uyabilirler. Değer yargılarını anlar ve kendi değer yargılarını geliştirmeye başlarlar.

Bu dönemin özellikleri, korunum kavramının kazanılması, işlemlerin tersine çevrilebilmesi, nesnelerin birden fazla özelliğe göre sınıflandırılabilmesi, mantıksal düşüncenin oluşması, nesneler hakkında mantıksal düşünülmesi, sayıların kullanılması, kümeleme yapma yetisinin öğrenilmesi, somut düşüncenin başlaması, konuşmalarda benmerkeziciliğin gitmesi, cinsiyet rollerinin öğrenilmesi, hayalin ve gerçeğin ayırt edilebilmesi ve oyunların işbirliği içersinde olmasıdır.

Çocukların kendi isteklerini ve ihtiyaçlarını elde edebilmeyi öğrenmeleri gerekir. Bunları sağlayabilmeleri için ise problem çözme becerilerini geliştirmek, iyi hale getirmeleri zorundadırlar. Çocukların sonuca yönelik düşünce becerilerini geliştirmeleri sağlanmalıdır. Çocuklara ne düşünecekleri değil, nasıl düşünecekleri öğretilmelidir. Çocuklarla problem çözme durumları konuşulmalı ve tartışılmalı; bir problem karşısında alternatif yol bulma ve bir eyleme geçmeden önce sonuçlarını düşünme yetisi öğretilmelidir. Çocuklara problem çözmeyi öğretirken temel olan problemi çözmek değildir. Temel olan, problemlerin nasıl çözüleceğini düşünmeyi öğretmektir. Çocukların herhangi bir problemi çözmenin tek bir iyi yolunun olmadığını öğrenmeleri gerekir. Çocukların bütün problemleri ebeveynler tarafından çözülmemeli ve problem çözme oyunları çocukların sinirli ve öfkeli durumlarında oynanmamalıdır.

 

Bu dönemde problemin somutlaştırılması önemlidir. Başlangıçta düşünce düzeyinde doğru yanıtı almak güç olabilir; ancak problem çizilerek sunulduğu takdirde daha başarılı olunacaktır. Öğrenmede durumun somuta indirgenerek sunulması, çeşitli kavramların kazanılmasında esas alınmalıdır. Çocuk bu dönemin özelliği olarak yaşayarak ve duyu organlarından gelen duyumlarla öğrenme durumundadır. Bu nedenle kavramlardaki gizli anlamları çıkarması güçtür. Ancak somut işlemsel dönemin sonuna doğru mecazî anlamlar ve okudukları metnin ana fikrini çıkarma gibi yetenekler gelişmeye başlar.

 

Çocukların bilişsel gelişimlerini desteklemek için korunum, sınıflandırma, sıralama, tersine çevirme ve uzaysal işlemlere yönelik etkinlikler yapılmalıdır. Çocuklar bir işlemi yaparken ilk seferinde başarı gösteremeyebilirler. Çocukların bireysel farklılıklar gösterebileceği de unutulmamalıdır.

 

12 yaşından sonra ergenlik döneminde çocuklarda düşünce farklılaşır. Düşünce soyut, mantıklı, sistemli ve varsayımsal olmaya başlar. Nedenselliği görme ve kavramları tanımlayabilme yetenekleri gelişir. Sembol kullanımı gelişerek artar. Düşüncede birleştirme ve yer değiştirmeler yapılabilir. Bu dönemde olaylar hakkında hipotez (varsayım) oluşturulup hipotezin gerçekliği test edilir.  Çocuklar akıl yürütebilir, soyut kavramlar ve düşünceler hakkında mantık geliştirebilir ve göreceli bir bakış açısıyla düşünebilir. Analiz sentez yapılabilir. Tümevarım, tümdengelim gibi düşünme yollarını kullanabilir.  Özgürlük, adalet gibi soyut kavramlar algılanabilir. İdeal, fikir, değer ve inanç geliştirilip felsefe, din, politika ve meslekle ilgilenilir. Bu dönemde düşünce dünyası ile ilgilenme, kendilerinin ve başkalarının düşünceleri hakkında düşünme vardır.

 

Her dönemde olduğu gibi bu dönemde de ergenlerin bilişsel gelişimi birbirinden farklılık gösterebilir. Ergenliğin ilk dönemlerinde çocuklar kitap okuma, deney yapma, bulmaca çözme, gezi, gözlem ve sanat aktivitelerine katılma gibi konularda teşvik edilmelidir. Bu dönemde ergenler grup çalışmasına yöneltilmeli, soyut düşünce gelişimlerini artırmak için bilimsel konularla ilgilenmeleri ve bilimsel konularda hipotezler oluşturulup araştırmalara katılmaları sağlanılmalıdır.