PROTEİNÜRİ= İDRARLA NORMALDEN FAZLA PROTEİN ATILIMI

Normalde idrarda protein bulunur mu?

Normalde her gün  bir miktar protein, idrarla atılmaktadır. Çocuklarda günlük idrarla atılan protein miktarı yaşa, postüre, beslenmeye, fiziksel aktiviteye ve vücut ısısına göre değişmektedir. Günlük idrarla yenidoğanda 15-70 mg, 2-12 aylarda 17-85 mg, 2-4 yaşlarda 20-121 mg, 4-10 yaşlarda 26-194 mg, 10-16 yaşlarda 29-238 mg protein atılımı normaldir. Genel olarak da 24 saatlik idrarda (bir günlük idrarda) 150 mg'dan daha az protein atılımı çocuklarda normal kabul edilir.

Normalde idrarla hangi tip proteinler atılır?

Normalde idrarla atılan proteinin %50'si Tamm-Horsfall proteinidir. Tamm-Horsfall proteini (diğer adıyla üromodulin) glikoprotein yapısındadır ve böbrek tubulüslerinden (Henle kulbunnun çıkan kısmından ve distal tubulüslerden) idrara salgılanır, idrar yollarına bakterilerin yapışmasını engeller ve  idrardaki silendirlerin ana proteinidir. Bunun dışında idrarla atılan proteinin %20'si albumin, %10'nu Immunglobulin G'dir. %7'si ise immunglobulinin hafif zinciridir.

Proteinüri  nedir?

İdrarla normalden fazla protein atılımı durumuna  proteinüri denilir. Proteinüri 24 saatlik idrarda (bir günlük idrarda) 150 mg'dan fazla protein atılımıdır.

Proteinürinin diğer bir tanımı daha vardır. Önce çocukların vücut yüzeylerinin alanı formüllerden hesaplanır. Mümkün ise çocuğun 24 saatlik idrarı (bir günlük idrarı) toplanır ve 1 saatlik idrarda attığı protein miktarı hesaplanır. Çocuğun metrakaresi başına, 1 saatlik idrarda 4 mg'dan fazla protein atılımı var ise proteinüri olarak tanımlanır (4mg/m²/saat üzeri olması). Metrakare başına 1 saatlik idrarda 4 mg'dan daha az protein atılımı çocuklarda normaldir.

Küçük çocuklarda 24 saatlik idrar toplamak mümkün olmaz. Küçük çocuklarda idrarda protein ve kreatinin bakılır. Protein/kreatinin oranı 2 yaşın altındaki çocuklarda 0.5 mg/mg üzerinde olması, 2 yaş üzerindeki çocuklarda ise 0.2 mg/mg üzerinde olması proteinüri olarak kabul edilir. Sabah ilk idrara bakmak daha uygundur. 

(Kreatinin vücutta sentez edilen organik bir asittir. Kandaki değeri normalde sabittir. Vücuttan idrarla  sabit miktarlarda atılır. Kreatinin kanda yükselmesi böbreklerin iyi çalışmadığının göstergesidir.)

İdrarda protein  nasıl saptanır ?

Genel pratik yaklaşımda idrarda protein ölçen cihazlarla (antijrn-antikor reaksiyonuna dayanan nefolometrik yöntemle) ve idrar daldırma çubukları ile ölçülür. Cihaz idrardaki proteini mg/dl cinsinden verir. Daldırma çubuğu ile saptamada, idrarda protein varlığı  Eser (çok az, belli belirsiz), (+), (++), (+++), (++++) olarak değerlendirilir. Daldırma çubuğu ile saptanan proteinüri Eser= 15-30 mg/dl, (+)=30-99 mg/dl, (++)=100-299 mg/dl, (+++)=300-999 mg/dl, (++++)1000 mg/dl'nin üzerinde atılımı işaret eder.

Proteinürinin çocuklarda görülme sıklığı nedir?

Çocuklarda tek idrar örneğinde proteinüri %2-5 oranında görülmektedir. Çocuklarda kalıcı, devam eden proteinüri görülme sıklığı ise %0.4 oranındadır. 

Çocuklarda her proteinüri önemli midir?

Çocuklardaki her proteinüri önemli değildir. Proteinüri genellikle geçicidir. Geçici  proteinüriler iyi seyirlidir ve böbrek hastalığının belirtisi değildir. Buna karşın çocuklarda kalıcı proteinüri önemli bir durumdur. Böbrek hastalığının bir göstergesidir.

Kalıcı proteinürinin önemi nedir?

Kalıcı proteinüri böbrek hastalığının bir belirtisidir. Böbrek hastalığı bulgusu olmayan çocuklarda, kalıcı proteinüri ise böbrek hastalığının ilk bulgusu olabilir. Çocuk  hastaların takibi  sırasında proteinüri giderek artıyor (atılan günlük protein giderek artıyor) ise bu bulgu böbrek hastalığının ilerlediğin bir göstergesidir. Aynı zamanda kalıcı proteinüri böbrek fonksiyon kaybı için bir risk faktörüdür.

İdrar daldırma çubuğu ile idrarda protein bakmak doğru bir yöntem midir?

İdrar tetkikinde “dipstick” (İdrar daldırma çubuğu) yöntemi birçok kolaylık getirmiştir. İdrara batırılan çubuktaki renk değişikliklerinin çizelgedeki renklerle karşılaştırmak sureti ile tetkik yapılmaktadır. “Daldırma çubuk” yöntemi diyebileceğimiz bu metotla idrarda protein, glikoz, keton cisimcikleri, hematuri (idrarda kanama) , lökositesteraz tayini ile lökositüriyi (iltahabi hücreleri), nitrit tayini ile de idrar da mikrop  belirlenebilir.Özellikle albumin varlığında kağıt striplere emdirilmiş boyaların renk değiştirme esasına dayanmaktadır. İdrarda protein (albumin) varlığında  sarı renkteki indikötör mavi renge dönüşür.

 

İdrar daldırma çubuğunda protein ölçümünde özellikle albümin için hassas olan pH indikatörleri (belirleyicileri) kullanılır. İdrarda İdrar daldırma çubuğu ile başlıca albumin tayin edilir. İdrar daldırma çubuğuyöntemi sadece  albumini ölçtüğü için diğer proteinlerin arttığı durumlarda normal olabilir.İdrar daldırma çubuğu (özellikle albümine hassas olduğu için) albümin dışı proteinlerin varlığında yanlış negatif sonuçlar  verir.İmmünglobulin hafif zincirleri gibi diğer proteinler tespit edilemez.

 

İdrar daldırma çubuğu yöntemi albumin için yüksek oranda spesifiktir, ancak proteinürinin araştırılması için duyarlı değildir. Protein değerleri idrarda 300-500 mg/gün’ü geçtiği zaman pozitif sonuç alınabilmektedir.Bu yontem ile 30 mg/dl nin altında konsantrasyonlarda proteinüri saptanamaz.İdrar daldırma çubuğu idrarın içinde uzun süre kalırsa tampon yok olur ve proteinden bağımsız pozitif (mavi renk) oluşur. İdrar kabına alkali dezenfekanlar bulaşması da yanlış pozitif sonuçlara neden olur.

 

Sonuç olarak idrarda proteinüri aranacak ise idrar daldırma çubuğu yöntemi ile yetinmemek gereklidir. Mutlak olarak idrarda protein ölçen cihazlarla (antijrn-antikor reaksiyonuna dayanan nefolometrik yöntemle) idrar proteinine bakılmalıdır. Ayrıca idrarla protein atılımı gün içinde önemli değişiklik gösterir, bu nedenle 24 saatlik idrardan proteinüri bakılması en doğrusudur.

 

İdrar daldırma çubuğu yanlış pozitif, yanlış negatif sonuç verir mi?

 

İdrar daldırma çubuğu ile proteinüri bakma yöntemi yanlış pozitif ve yanlış negatif sonuçlara neden olabilmektedir.

 

Eğer idrar çok konsantre ise ( 1.030 dansitedeki bir idrarda ++ proteinüri anlamlı proteinüri olmayabilir. Ancak 1.005 dansitede ki + proteinüri ciddi proteinüriyi yansıtabilir.), belirgin idrarda kanama (hemetüri) varsa, İidrar kabına alkali dezenfekanlar(klorheksidin, benzalkonyum) bulaşması ise, idrar daldırma çubuğu idrarın içinde uzun süre kalırsa (tampon yok olur ve proteinden bağımsız pozitif (mavi renk) oluşur.), idrar pH'ı 8'den fazla ise, ranitidin gibi H-2 R blokerleri kullanımı yanlış pozitif sonuca neden olabilir

 

İdrarda ki hafif zincirler ve düşük molekül ağırlıklı proteinler bu yöntemle saptanamazlar. Tübüler proteinürilerde ve düşük molekül ağırlıklı proteinlerin aşırı üretildiği hastalıklara bağlı proteinürilerde daldırma çubuğu ile yalancı negatif sonuçlar elde edilebilir. Ayrıca aşırı dilüe idrarda yanlış negatif sonuçlar yol açabilir.

 

Proteinüriye neden olan hastalıklar nelerdir? 

Çocukluk çağında proteinüriye neden olan hastalıklar 3 gruba ayrılır:

I-   Geçici proteinüri

II-  Ortostatik proteinüri

III- Devamlı (sabit) proteinüri

 

Geçici proteinüri nedir? Hangi hastalıklara bağlı oluşur?

Böbrekle ilgili herhangi bir hastalık yoktur. Böbrek dışı nedenlere bağlı düşük düzeyde proteinüri vardır ve proteinüri geçicidir. Ateş, havale (konvülzyon), ağır egzersiz, dehidratasyon (susuz kalma) ve hipovolemi, aşırı soğuğa maruz kalmak, epinefrin alımı, karın ameliyatları, kalp yetmezliği, idraryolu enfeksiyonu gibi nedenler geçici proteinüri oluştururlar.  Geçici proteinüride neden hemodinamik değişikliklerdir ve azalmış renak kan akımına bağlıdır.

 

Ayrıca çocukluk çağında rastgele bakılan idrar tahlilinde, özelliklede idrar daldırma çubuğunda %10 oranında idrarda proteinüri saptanır. özelliklede 1-2 pozitif proteinüridir. genellikle iyi huylu bir durumdur. Tedavi ve araştırma gerektirmez.Gene de bu durumda idrar bakısının tekrarı gerekir. İdrarda proteib/kreatinin oranı ve mümkünse 24 saatlik idrar toplanarak günlük atılan proteinürinin bakılması gereklidir.

 

Ortostatik proteinüri nedir?

 

Ortostatik proteinüri ayakta iken protein atılımının yatay pozisyondaki protein atılımına oranla artmış olmasına bağlı oluşan proteinüridir. Ergenlik döneminde %2-5 oranında ortostatik proteinüri görülmektedir. Okul çocukluğu ve ergenlikte kaılıcı, devam eden (persistan) proteinürinin en sık nedenidir. Bu dönmedeki Devamlı (sabit)  proteinürinin %60 nedeni ortostatik proteinüridir. Hastalığın genellikle nedeni belli değildir. Ayakta durmaya bağlı böbrekteki hemodinamik değişikliklere ve kısmi böbrek (renal) vene baskıya (obstrüksiyona) bağlı oluşabilir.

 

Ortostotik proteinüri genellikle herhangi bir bulgu ve şikayet oluşturmaz. Hematüri (idrarda kanama), hipertansiyon, hipoalbuminemi, ödem, böbrek fonksiyon bozukluğu görülmez.

Günlük 24 saatte atılan proteinüri 1gm'ı geçmez. Proteinüri glomerüler kökenlidir. Albumim atılımı ön plandadır. Böbrek fonksiyonları ve böbrek görüntülemeleri normal.Ortostatik  proteinüri iyi huylu (bening) bir hastalıktır. Uzun dönem izlemde böbrek fonksiyonlarında bozulma görülmez.

 

Ortostatik proteinüri tanısı nasıl konulur?

 

Ortostatik proteinüri tanısı gece ve gündüz idrar ayrı ayrı toplanıp, idrarda atılan proteinüriyi ölçmeye dayandırılarak konulur. 24 saatlik idrarda, sabah 8.00- akşam 20.00 arasındaki 12 saatlik idrarda ve akşam 20.00- sabah 8.00 arası 12 saatlik idrarda atılan proteinüri  miktarları ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Ayrıca eğer sabah ilk idrada protein/kreatinin oranı 0.2 mg/mg 'ın altındaysa ortostatik proteinüri tanısı bu şekilde de konulur. Bir hafta boyunca sabah ilk idrarda protein/kreatinin oranlarına bakılmalıdır. Ortostatik proteinüri tanısı bu şekilde ve basitçe konulur ise Devamlı (sabit= persistan) proteinüri ayırıcı tanısı için daha fazla ve detaylı araştırma yapılması engellenmiş olunur.

 

Devamlı (sabit) proteinüri nedir?

 

Devamlı (sabit) proteinüri de çocuklarda devamlı ve günlük normalden daha fazla idrarla protein atılımı söz konusudur.24 saatlik idrarda (bir günlük idrarda) 150 mg'dan daha az protein atılımı; metrakare başına 1 saatlik idrarda 4 mg'dan daha fazla protein atılımı (4 mg/ m²/saat'den fazla): protein/kreatinin oranı 2 yaşın altındaki çocuklarda 0.5 mg/mg üzerinde ve 2 yaş üzerindeki çocuklarda ise 0.2 mg/mg üzerinde olması durumlarında çocuklarda proteinüri tanısı konulmaktadır. Bu şekildeki proteinürinin her gün  saptanması ve proteinürinin günlerce devam etmesi durumu, devamlı (sabit) proteinüri olarak değerlendirilir.

 

Çocukluk çağında proteinüri saptanınca ne yapılmalıdır?

 

Çocukluk çağında proteinüri saptanınca öncelikle ikinci-üçüncü kez tekrar idrar bakılmalı, Tekrarlayan idrar bakılarında idrarda normalden fazla protein atılımının olup olmadığı değerlendirilmelidir. Eğer ikinci-üçüncü kez idrarda protein atılımı fazla bulunur ise çocuğun detaylı  değerlendirilmesi gereklidir. Çocuğun dikkatli hastalık hikayesi alınır ve ayrıntılı muayenesi yapılır. Geçici proteinüri yapan hastalıklar aranır. İdrarda protein tekrar bakılır. Herhangi bir hastalık yok ise proteinüri devam ediyor ise devamlı (sabit) proteinüri var ise  bu durumun detaylı araştırılması gereklidir.

 

Fizik muayenede ödem,  hipertansiyon,İdrar bakısında hematüri,  laboratuvar incelemelerinde böbrek fonksiyon bozukluğu var ise proteinüri nedeni olarak glomerüler hastalıklar düşünülmelidir. Bu bulgular yok ise devamlı (sabit) proteinüri var ise bu durumda mutlak ortostatik proteinüri ayırt edilmelidir.24 saatlik idrarda, sabah 8.00- akşam 20.00 arasındaki 12 saatlik idrarda ve akşam 20.00- sabah 8.00 arası 12 saatlik idrarda atılan proteinüri  miktarları ayrı ayrı değerlendirilir. Proteinüri sadece gündüz ayakta iken protein atılımı fazla, gece protein atılımı normal ise bu ortostatik proteinüridir.

 

Tüm gün gece ve gündüz idrarla protein atılımı fazla ise bu tür sabit proteinürinin detaylı araştırılması gereklidir. Bu tür proteinüri böbrek hastalığının göstergesidir.

 

Devamlı (sabit) proteinürinin nedenleri nelerdir.

 

Devamlı (sabit) proteinüri dört grup hastalığa bağlı oluşur: Glomerüler, tubuler, taşma ve sekretuvar proteinüri.

 

Glomerüler proteinüri:Nefrotik sendrom yapan nedenler, akut glomerülonefritler, Alport sendromu, IgA nefropatisi, Lupus nefriti,Henoch-Schönlein purpurası nefriti önemli nedenlerdir. Proteinüri düzeyi hafiften ağıra kadar olabilir. Ödem, hematüri, hipertansiyon, böbrek fonksiyon bozukluğu genellikle proteinüriye eşlik eder.

 

Tubuler proteinüri: Fanconi sendromu, Denti hastalığı, Lowe sendromu, Fabry Hastalığı gibi tubulus hastalıklarına bağlı oluşur.Tubuler proteinüride atılan proteinler albuminden daha ziyade düşük molekül ağırlıklı proteinlerdir.

 

Taşma Proteinürisi: Çocuklarda son derece nadirdir. Multipl myelom (hafif zincirli immunoglobulinler), lösemi (myelositer lösemide lizozim), rabdomyoliz (myologlobulin) ve hemolizis (serbest hemoglobin) gibi nedenlere bağlı oluşur. Ayrıca çocuklarda damar içine yoğun albumin vermeye bağlıda gelişebilir.

 

Sekretuvar proteinüri: Yenidoğan döneminde Tamm-Horsfall protininin artmış sekresyonu, idrar yolu enfeksiyonu veya analjesik nefropatisinde sekrotuvar proteinüri görülebilir.

 

Nefrotik Sendrom nedir?

 

Böbreklerde glomerüler hastalıklara bağlı oluşan; yaygın ödem, yüksek düzeyde proteinüri (Protein/kreatinin oranı 2 mg/mg üzerinde olması veya 40 mg/m²/saatin veya günlük 50 mg/kg'ın üzerinde idrarala protein atılımı), kanda albumin düşüklüğü (hipoalbuminemi=2.5 gram/dl'den düşük albumin seviyesi)ve kanda yağların yüksek oluşu (hiperlipidemi) ile karakterize bir hastalıktır. Çocuklarda her 100 000 çocukta 1-3 oranında görülür. Çocukluk çağında Devamlı (sabit) proteinürinin önemli bir kısmında bu hastalık saptanır.

Devamlı (Sabit) Proteinüri tehlikeli midir?

 

Evet devamlı (sabit) proteinüri tehlikelidir. Öncelikle hastanın nefrotik sendrom olup olmadığı araştırılmalıdır. Eğer hastada nefrotik sendrom saptanmaz ise proteinüri başka glomerüler hastalıklara bağlı mı oluştuğu araştırılmalıdır. Ayrıca tubuler proteinüri, taşma proteinürisi, sekretuvar proteinüri nedenleri de düşünülmelidir.

 

Glomerüler proteinüri ile tubuler proteinüri ayırt edilebilir mi?

 

Ağır proteinüriler ve nefrotik sendrom tablosu glomerüler proteinüriye (hlomerüler hastalıklara) bağlı oluşur. Fakat hafif ve orta proteinüri tübüler veya glomerüler kökenli olabilir.

 

Tubüler hastalıklarda tübüler zedelenmede çok düşük molekül ağırlıklı proteinüri ekskresyonu albümine göre daha fazla artmış bulunur.  İdrarda düşük mol ağırlıklı proteinlere bakılmalıdır. Özellikle de b2mikroglobülin bakılmalıdır. B2 mikroglobulin  atılımı 0.4 mg/gün/1.73 m2’nin altında, ortalama lizozim ekskresyonu da 1.3 mg/gün/1.73 m2’dir. İdrardaki albumin / b2mikroglobülin oranı glomerüler ve tubuler proteinüri ayırıcı tanısında kullanılır. Albumin / b2mikroglobülin oranı normalde 30-200'dür. Oran 300'den küçük ise proteinüri tübüler proteinüridir. Oran 1000-15.000  ise proteinüri glomerüler proteinüridir.

 

NAG ve alanin-amino-peptidaz (AAP) bakılır.NAG (N-asetil-β-D glukozaminidaz)lizozomal tübüler enzimdir; 2-16 yaş için 1.2 U/mmol’ün altındadır. AAP, tübüler fırçamsı kenar enzimidir; 0.3 U/mmol’ün altındadır. NAG ve AAP’nin artmış atılımı akut tübüler hasarı, veya artmış tübüler hücre döngüsünü gösterir.

 

Devamlı (sabit) Proteinürili çocuk olgu  hastaneye yatırılması gerekli midir?

 

Günlük 500 mg'dan fazla proteinürisi olan olgu da ayırıcı tanı mutlaka yapılmalıdır. Hastaneye yatırılması uygun olabilir. Hastalarda fizik muayenede ödem,  hipertansiyon,idrar bakısında hematüri,  laboratuvar incelemelerinde böbrek fonksiyon bozukluğu var iseproteinüri derecesi ne olursa olsun bu tür hastaların hastaneye yatırılması gereklidir.

 

Proteinüride ne zaman böbrek biyopsisi yapılmalıdır?

 

Nefrotik sendromu olmayan, izole Proteinüride (sadece proteinürisi olan hastada= fizik muayenede ödem,  hipertansiyon,idrar bakısında hematüri,  laboratuvar incelemelerinde böbrek fonksiyon bozukluğu olmayan hastada), proteinürinin nedeni tubuler proteinüri olmadığı saptanır ve proteinüri 500-1000 mg/gün'ün üstündeyse  böbrek biyopsisi yapılması gereklidir.

 

Devamlı (sabit) Asemptomatik İzole Proteinüri  önemli midir?

 

Devamlı (sabit) Asemptomatik İzole Proteinüri  klinik ve laboratuar olarak sağlıklı olan çocuklarda, gece örnekleri de dahil proteinürinin sabit  olması durumudur.

 

Bu çocuklarda proteinüri dışında hiçbir bulgu yoktur. Sağlıklı görünümünde çocuklardır. Laboratuvar testleri de normaldir. Proteinüride 0.5-1 g/gün’ün üzerinde ise  böbrek biyopsisi gereklidir. Bununla birlikte <1g/gün proteinüride renal biopsi önemli bir bulgu vermeyebilir.Yapılan böbrek biyopsilerinde fokal skleroz, IgA nefropatisi, membranöz nefropati ve diffüz mezangial proliferasyon dahil bir çok renal anormallik görülür.

 

Böbrek biyopsisi normal veya böbrek biyopsisi gerekmeyen devamlı (sabit) asemptomatik İzole Proteinürili olgularda 1-6 ayda bir proteinürinin miktarı belirlenmeli ve monitörize edilmelidir. Takipte proteinüri ve diğer bulgulara göre karar verilir.

 

Böbrek hastalığı olan çocuklarda Proteinüri neyin göstergesidir?

 

Kronik böbrek hastalığı olan çocuklarda proteinüri, böbrek hastalığının aktivitesinin ve böbrek hastalığının ciddiyetinin bir göstergesidir. Başka bir değişle proteinürinin varlığı ve şiddeti, böbrek hastalığının aktif olduğunu ve yüksek düzeyde ki proteinüri  varlığı da böbrek hastalığının çok ciddi olduğunu yansıtır. Şeker hastalığı olan olgularda ise proteinüri varlığı renal tutulumunun ve hastalığın belirtisidir. Şişmanlıkta proteinüri varlığı kalp-damar hastalığın gelişmesi açısından risk faktörüdür.

 

Böbrek hastalığında proteinürinin azalması ve kaybolması  ise böbrek hastalığının yatıştığını, geçtiğini ve böbrek fonksiyonlarının korunduğunu düşündürür.

 

Kronik böbrek hastalığında proteinüri var ise, hastalığının ilerlemesinin engellenmesi için proteinürinin tedaviyle azaltılması gereklidir.

 

Mikroalbuminüri ne demektir?

 

Normalde her gün belirli miktarda(günlük 30 mg'dan daha düşük düzeyde) albumin  idrarla atılmaktadır. Mikroalbuminüri hafif düzeyde artmış idrar albumini tanımlar. (Mikroalbuminüri yüksek albumin atılımı demektir.) 24 saatlik idrarda 30-300 mg düzeyinde albumin atılması mikroalbuminüri olarak kabul edilir. Çocuklarda 6 yaş üzerinde, spot idrarda albumin/kreatinin oranı 10 mg/g üzerinde ise mikroalbuminüri olarak tanımlanmaktadır ve çocuklarda mikroalbuminürinin en iyi göstergesidir.

 

Günlük 300 mg üzerinde protein atılımı aşikar proteinüri  (veya makroalbuminüri ) demektir.

 

Mikroalbuminürinin sıklığı nedir?

 

Yapılan çalışmalarda mikroalbuminüri sıklığı 6 yaş ve sonrası (6-80 yaş) %7.8 (erkeklerde %6.1, kadınlarda %9.7) oranında bulunmuştur. 40 yaş üzerinde mikroalbuminüri sıklığı artmaktadır. Başka bir çalışmada ise 6-19 yaşlarda %15 oranında bulunmuştur.

Mikroalbuminüri neyin göstergesidir?

 

Mikroalbuminüri sistemik endoteliel disfonksiyon, vasküler (damar) hastalığı ve glomerüler endoteliel disfonksiyonun göstergesidir.

 

Mikroalbuminüri şeker hastalığında ilerleyici böbrek hastalığı ve kardiyovasküler hastalık gelişeceğinin göstergesidir.

 

Obes çocuklarda mikroalbuminüri insülin rezistansı, hipertansiyon  gibi kardiyovasküler risk faktörleri ile sıkı bağıntı içindedir. Mikroalbuminüri kalpdamar hastalığı gelişmesi için risk faktörüdür.

 

Proteinüri tedavi edilmeli midir?

 

Proteinüri mutlak tedavi edilmelidir. ACE inhibitörleri ve ARB ler proteinürinin azaltılması için kullanılır.