Bebeklerde pamukçuk hastalığı ve tedavisi

Pamukçuk (ya da oral kandidiyaz) Candida albicans türü mantarın ağız içersinde, mukozada yaptığı bir mantar enfeksiyondur.  Pamukçuğun belirtileri: bebeğin ağız içinde herhangi bir yerde,  yanakların iç tarafında, dilde, damakta, diş etlerinde beyaz renkte, silmekle kolay çıkmayan ve hafif kabarık şeklinde olansüt kesiği ya da peynir görünümünde,beyazımsı lekelerdir.Bu lekeler kazındığında, altındaki bölgenin yavaşça kanadığı görülür.  Pamukçuk ağrı yaparak bebeğin huzursuz olmasına, ağlamasına,emme güçlüğüne, memeyi sık bırakmaya,beslenmede isteksizliğe, emme reddine neden olur.Vücut direnci normal olan bir bebekte hastalık ağızda, boğazda lokalize bir enfeksiyondur. Hastalık ilerlediğinde bebeğin poposunda pişikler, anne meme ucunda sürekli yanma hissi ve ağrılar görülür.

Bebeklerde görülen, candida albikas denilen bu mantar, genellikle erişkinlerde ağız florasında ve vajinal florada bulunur.  Normal doğum sonrası, candida albikas, bebeğin solunum yollarına ve ağza, sindirim sistemine geçebilir.Bu mantar hastalığı (pamukçuk) doğum sırasında bebeğe geçebildiği gibi ayrıca  emme sırasında, anne memesinden, biberondan ve yalancı memeden de  bulaşabilir. Unutulmamalı ki pamukçuk hastalığı bulaşıcıdır. Anne memesinden bebeğe, bebekten anneye her zaman bulaşabilir.

Pamukçuk yenidoğan bebeklerde ve ilk bir yaş içersinde çok sık görülen bir enfeksiyondur. Genellikle de enfeksiyon yenidoğan bebeklerde 7-10'cu gün ortaya çıkar. Yeni doğan bebeklerde sık rastlanan bu hastalık türü, birçok aileyi tedirgin etmekte ve endişelendirmektedir. Fakat hemen hemen her bebekte bu rahatsızlık görülebilir.

Pamukçuk hastalığının tanısı muayene ile lezyonların görülmesi ile kolaylıkla konulur. Sağlıklı bir yenidoğan bebekte hastalığın tedavisi genellikle kolaydır.İlaç tedavisi ile hızlı ve etkili şekilde düzelir.Bir hafta içersinde hastalık kolaylıkla tedavi edilebilir.

Pamukçuk hastalığının tedavisi ağız bakımı, sıvı bikarbonat ile ağız silinmesi ve ilaç ( nistatin) tedavisidir. Pamukçuk olan bebeğin uygun şekilde ağız temizliği yapılmalıdır. Öncelikle ağıztemizliğini yapacak kişi uygun şekilde elini yıkamalıdır. Steril gazlı bez işaret parmağına sarılır ve karbonatlı su ile ıslatılır (kaynatılmış, ılımış bir çay bardağı suya silme bir çay kaşığı karbonat atılıp eritilir), bebeğin çenesini aşağı doğru çekilerek bebeğin ağzı açılır, dil üstü, yanak içleri, damak ve diş etleri yumuşakça dairesel hareketlerle, arkadan öne doğru çekerek silinerek, kanatmadan temizlenir. Ağza sokulan gazlı bez tekrar karbonatlı suya batırılmamalı, atılmalıdır. Gerekiyor ise işlem 2-3 kez tekrarlanmalıdır.  Bu tür ağız temizliği günde 2-3kez, lezyonlar çok fazla ise her emzirmeden sonra yapılır.

Pamukçuk hastalığında ilaç olarak nistatin kullanılır. Nistatin (mikostatin oral süspansiyon veya fungostatin oral süspansiyon 100000 IÜ.=1 ml=20 damla) yenidoğan bebeklere 4kez 2 ml 7-10 gün uygulanır.2 ml ilacın 1 ml’ si ağzın bir tarafına, 1 ml si ağzın diğer tarafına uygulanmalıdır. Temiz bir tabağın içine damlalık dolusu Nystatin konulup,steril gazlı bez işaret parmağına sarılır,ilaca batırılarak bununla bebeğin dili, dudakları ve yanaklarının iç kısmısilinerek, kanatmadan temizlenir.Ağzında pamukçuk lezyonları olan çocuğun anne sütü almasında hiçbir sakınca yoktur. Pamukçuğu olmayan bir bebek nasıl besleniyorsa pamukçuktu bebek de aynı şekilde beslenir.

Anne memelerinde alışılmışın dışında, kızarıklık, hassasiyet veya kaşıntı; meme çevresindeki parlak ya da pul pul şekilde koyu dairesel parlak kırmızı, bazen beyaz plaklar, alanlar; emzirme esnasında olağandışı ağrılar yaşanması ve meme içinde bıçak saplanması şeklinde ağrılar,meme uçlarında iyileşmeyen çatlaklar  anne memesinde mantar enfeksiyonu düşündürmelidir.Nistatin krem (100 bin Ü/g): Anneye her emzirmenin ardından memelerini ılık su ile hafifçe yıkayıp kuruladıktan sonra,günde 4 kez emzirme sonrası meme ucuna ve areolayasürülmeli, belirtiler geçtikten sonra 7 gün daha kullanılmalıdır.

Pamukçuk olduğunda evde temizlik koşullarına dikkat etmekte fayda vardır. Özellikle dezenfekte edilmeyen biberon veya emzik pamukçuk oluşumuna neden olabilir..Bebeklerde emzik ve biberon bırakılmalı veya temizliğine çok dikkat edilmelidir.Biberonla beslenen bebekler için ise biberon başlığı oldukça yumuşak ve steril olmalıdır. Her kullanımdan sonra iyice temizlenmelidir. Biberon başlığını bebek dışında başka hiç kimse ağzına almamalıdır. Ayrıca emziren anneler için annenin göğüs temizliği de oldukça önemlidir.Eşlerin de mantar infeksiyonu açısından kaynak olabileceği unutulmamalıdır.

 

Bebeklerde pişik (diaper raş) ve tedavisi  

Pişiğin nedeni derinin tahriş olmasıdır. Bebek bezi pişiği, o bölgeye temas eden irritan maddeler nedeniyle ortaya çıkar. Bu maddeler genellikle idrar ve dışkılardaki, bazen de kullanılan bez ya da bezin yıkandığı deterjandaki maddeler olabilir. Bebeğin altına iyi bakamama, alt bezinin yeterince sık değiştirilmemesi,ishal,bebeğin beslenmesinin değişmesi gibi nedenler, idrardaki amonyak, fekal (gaita) enzimler gibi etkenler,  nemli deri, sürtünme, maserasyon (yumuşayarak soyulmaya), alkali pH, safra tuzları, kandidial (mantar) ve bakteriyel kolonizasyon (kümeleşme) bebeklerde ara bezi bölgesinde sıklıkla pişik ve dermatite (deri iltahabına) neden olabilmektedir.

Pişiğin tedavisinden önce pişiğin oluşumu engellenmelidir. Bu nedenleanne bezin sık değiştirilmesi konusunda uyarılmalıdır. En azından her emzirme veya besleme esnasında bez değiştirilmelidir. Deri kuru tutulmalı, temizlikten sonrakuru bir yumuşak havluyla hafif dokunuşlarla bebeğin silinen, temizlenen bölgeleri, özellikle de kıvrım yerleri kurulanmalıdır. Bez değişimleri esnasında havalandırılmalıdır. Temizlemek için ılık su ve pamuk veya yumuşak pamuklu bezler kullanılmalıdır. Bebeğin altını her açışta, fizyolojik bariyer oluşturmak için ince bir tabaka şeklinde pişik önleyici kremler kullanılmalıdır.Vazelin bazlı veya çinko oksit içeren bariyer kremleri irritasyon riskini azaltmak için bez değişimlerinde bez bölgesine uygulanabilir.Antibiyotikli kremlerin kullanımı gereksizdir.  Bebek pudraları irritan kontakt dermatit ve inhalasyon riski nedeniyle kullanılmamalıdır.

Pişik gelişir ise bezin sık değiştirilmesi, temizlemek için ılık su ve pamuk kullanılması,  yapılabilirse alt bölgesi bebeğin her açılışta yıkanması, derinin kuru tutulması ve  fizyolojik bariyer oluşturmak için ince bir tabaka şeklinde çinko-oksit içeren kremlerin ve emici (absorbsiyon) kapasitesi yüksek bir kullanımlık bezlerin kullanılması uygun olur. Pişik (diaper raş) uygun şekilde tedavi edilmesine rağmen geçmez ise mantar enfeksiyonu olaya eklenmiş demektir. Alt bölge mantar enfeksiyonunda bayrak kırmızısı, parlak kırmızı renkte ve kızarıklığın çevresinde "satellite"  (uydu) küçük tek döküntüler vardır ve birleşim ve kıvrım yerleri etkilenmiştir. Mantar olaya iştirak edilmiş ise  mantara karşı etkili kremler kullanılmalıdır.

 

Bebeklerde konak ve tedavisi  

Konak, bebeklerin saçlı derisinde görülen, tıbbi adı infantil seboreik dermatit olan, genellikle doğumdan sonraki iki hafta ile üç ay arasında ortaya çıkan, deri döküntüsüne verilen isimdir.

Bebeğin başındaki konaklar, birçok annenin kaygılanmasına ve bebeğine iyi bakamadığı, sık sık banyo ettirmediği için konakların oluştuğu düşüncelerine yol açar. Konak oluşumu kötü bakım, kötü temizlik, kötü cilt hijyeni, allerji ve dış travmalar gibi nedenlere bağlı değildir.Fakat bebe­ğine dokunmaktan korkan ve bu neden­le bebeğin başını iyice yıkayamayan an­nelerin bebeklerinde, konak olasılığı da­ha fazladır.

Normalde deride bulunan yağ bezleri, “sebum” adı verilen bir yağ salgılayarak, derinin ve saçların kurumasını engellerler.  Bebeklerdeki başta saçlı deride konakların oluşumunun nedeni, derinin yağ bezlerinin aşırı çalışması sonucu, fazla aşırı sebum (yağ) salgılaması, bu yağların yama tarzında birikmesidir. Daha sonra birikintiler 2-3 ayda kuruyarak dökülür. Bebeğin saçlı derisinin yağ bezlerinin aşırı çalışmasının nedeni tam olarak bilinmese deanne karnında anneden bebeğe geçen yüksek hormon seviyelerin buna neden olduğu düşünülmektedir.

Konak çoğunlukla bebeğin kafa cildinde, saçlı deride oluşur. Nadiren yayılım gösterebilir ve burun, kaş, kulak ve yanaklarda görülebilir. Yayılım göstermesi hastalığının ağır geçeceği anlamına gelmez. Konağın görüntü olarak estetiği bozma dışında cilde veya bebeğe zararlı bir etkisi yoktur. Çoğunlukla kaşıntı ve huzursuzluk yapmaz, bebeğin günlük yaşamını etkilemez ve saç kaybına neden olmaz. Konak mikroplara bağlı değildirve başkalarına bulaşmaz.

Konakta bebeğin saçlı deri bölgesinde cilt normal yapısını kaybeder. Önce saçlı deride yaygın kızarıklık, hafif pullanma şeklinde ortaya çıkar,sonra deri aşırı yağlı ve aşırı pullanır. Pullanmanın kalınlığı arttıkça altındaki cildin kızarıklığı daha belirgindir ve cilt dış travmalara, enfeksiyon gelişimine uygun hale gelir. Ama üstteki pullu yapı koruyuculuk sağlar. Pullar giderek kalınlaşır, sarımsı renge döner, kurur ve kabuklu yamalar tarzına döner.

Öncelikle annelerin bebeklerinde konak oluşumunu engelleyebileceklerini bilmeleri gereklidir.  İyi bakım ve düzenli banyo ile konak oluşumu engellenebilir.Annelerin bebe­ğin başına dokunmaktan korkmamaları ve bebeğin başını iyice yıkamaları gerekir. Her 2 veya 3 günde bir bebeğin başını bebeklere uygun konak önleyici şampuan ile yıkamak yeterlidir.(Bebek 1 aylık dolduktan sonra her gün yıkanmalı, 2 veya 3 günde bir şampuan kullanılmalıdır.)  Bebeğin saçlarını yıkarken bebeğin saç diplerine masaj yapılmalı, yumuşak bir tarak ile saçları taranmalıdır. Bu uygulamalar ile bebeklerde konak oluşumu engellenebilir.

Konak oluşmuş ise tedavisi yumuşak bir bezle bebe yağı (vazelin, badem  yağı, zeytinyağı önerenlerde vardır) yıkamadan yarım saat önce, hafif masaj yaparak, konaklara yedirilerek, sürülür.Bu şekilde konağın yumuşaması sağlanır. Sonra bebek konak iyileştirici krem, şampuanlar ile yıkanır. Sonra yumuşak bir bebek tarağı ile saçlar hafifçe taranarak, dökülen pullar saçtan temizlenir. Banyo sonrası bebeğin saçı kurutulur ve tekrar taranarak geri kalan pullar alınmalıdır. Tırnaklar ile pullu bölge kazınmamalıdır ve pullar tek seferde temizlenmeye çalışılmamalıdır. Tedavi için bu tür günlük banyolar 7-10 gün süresince her gün yapılmalıdır.Konaktaki pullanma azaldıkça, alttan gelen yeni ve hassas cildi korumak için banyo sayısını haftada 2-3 güne indirmek iyi olur..15 günde  düzelme olmaz ise doktora danışmak gereklidir. Konakta pullanma çok kalın olduğunda doktor önerisiyle salisilik asit içeren özel solüsyonlar dikkatli bir şekilde kullanılabilir.