6-24 AYLIK BEBEKLERİN BESLENMESİ

Doğumdan itibaren bebeğin 4-6 aylık oluncaya kadar, yalnız anne sütü ile beslenmesi durumunda; tek başına anne sütü bebeğin tüm gereksinimlerini; enerji, protein, vitaminler ve temel mineral ihtiyaçlarını karşılayabilmektedir. 6 aydan sonra sadece tek başına anne sütü ile beslenmeye devam edilmesi durumunda ise, anne sütünün bebeğin besin ihtiyacını tam olarak karşılaması mümkün değildir. Bu dönemden sonra anne sütüne  ek olarak, bebeğin beslenmesine bazı gıdaların ilavesi gerekmektedir. Anne sütüne ek (katı, yarı sıvı ve sıvı) gıdalar vererek oluşturulan beslenme şekline, tamamlayıcı beslenme denilmektedir.

Anne sütünün yanında tamamlayıcı besin olarak hangi tür gıdaların verileceği, hangi aylarda başlanması gerektiği, bu  gıdaların etkilerinin güvenirliği ve tamamlayıcı besinlerin ileri yaşama etkileri konusunda  yeterli ve tam bilimsel çalışmalar ve veriler yoktur. Tamamlayıcı besin olarak önerilen gıdalar ülkeden ülkeye ve yaşanılan bölgeye, ailelere, geleneklere, annenin yaşı ve eğitimine, sosyoekonomik duruma, ailenin sağlık bilgisine göre çok değişkenlik göstermektedir. Tamamlayıcı besinler çoğunlukla da ailenin geleneklerine, sosyoekonomik duruma ve gıdanın sağlanılabilirliğine bağlı olarak seçilmektedir.

Bebeklere tamamlayıcı besinlere hangi ayda başlanılmalıdır?

Tamamlayıcı besinlerin ne zaman başlanması gerektiği konusu bilimsel olarak çok araştırılmıştır ve genellikle görüş birliği vardır. Amerikan Pediatri Akademisi (AAP) tamamlayıcı besinlere 4cü aydan önce verilmemesi gerektiğini belirtmektedir. 4cü aydan sonra tamamlayıcı besin başlanabilir. Fakat 4cü ayda bebeğin gelişimi iyi ve anne sütü yeterli ise  bu bebeklerde  tamamlayıcı besinlere başlama zamanı 6cı aya kadar beklenilmesi gerektiği önerilmektedir. Buna paralel olarak Avrupa Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Derneği (ESPGHAN) tamamlayıcı besinlerin 17ci haftadan önce verilmemesi gerektiğini ve 26 haftadan önce de mutlak tamamlayıcı besinlerin başlamasının gerektiğini tavsiye etmektedir. Sonuç olarak bebeklerde 4cü aydan önce tamamlayıcı besin olarak (adapte mama hariç) hiç bir gıda başlanılmamalıdır. 4 cü aydan sonra bebekte ihtiyaç var ise ek gıda başlanabilir. Eğer gereksinim yok ise, her şey iyi gidiyor ve bebeğin kilo alımı da çok iyi gidiyor olsa bile, 6cı aydan sonra mutlak ek gıda başlanmalıdır.

Erken doğan bebeklerde (prematürelerde) katı gıdaların başlatılmasında düzeltilmiş yaş kullanılmalıdır. Düzeltilmiş yaş 3 ay olması durumunda (düzeltilmemiş yaş 5-8 aylık iken) katı gıdalar başlanılması uygundur.

Bebeklerde bir ek gıdaya başlamak için, bebeğin başını kontrol edebilme, oturabilme, dil hareketleri kontrol edebilme ve üst dudağı ile kaşıktan ek gıdayı alabilme gibi motor gelişimlere sahip olması gerekmektedir. Ayrıca bir ek gıdaya başlama yeni tatlar, yeni bir dokular, bebek ile bebeğe bakan kişi arasında yeni bir etkileşim ve tümüyle önemli yeni bir durumu içerir.

Bebeklerde tamamlayıcı besinlerin erken başlanılmasının sakıncaları var mıdır?

Bebeklerde tamamlayıcı besinlerin erken başlanılmasının bazı sakıncaları vardır. Bebeklerde beslenme ile yapılan çalışmalarda 12-17 haftadan önce tamamlayıcı gıdaların başlatılması yaşamın ilerleyen evrelerinde obezite (şişmanlık) veya aşırı kilolu olma riskini artırır. Ayrıca 12-15 haftadan önce tamamlayıcı gıdaların başlanması gastrointestinal (mide-barsak) ve solunum sistemi enfeksiyonları riskini arttırdığı kabul edilmektedir. 12 haftadan önce tamamlayıcı gıda başlanması yaşamın ilerleyen evrelerinde atopik egzema ve gıda allerjisi riskini de artırmaktadır. 12-17 haftadan önce tamamlayıcı gıdaların başlanması diyabet (şeker) hastalığı ile ilgili antikorların bulunması riskini ve hastalık gelişme riskini arttırmaktadır. Bunun yanı sıra 26 haftadan sonra tamamlayıcı gıda başlatılması tahıl alerjisi, gluten enteropatisi, diyabet (şeker) hastalığı ile ilgili antikorların bulunması riskini ve hastalık gelişme riskini artırmaktadır. Bu tür çalışmaların sonuçları tamamlayıcı gıdaların 4 aydan önce başlanılmamasını ve tamamlayıcı gıdaların 5-6cı aydan sonra mutlak başlanılması gerektiğini desteklemektedir.

Bebeklerde tamamlayıcı besin olarak ilk hangi besin başlanılmalıdır?

Bebeklere 4-6 aydan sonra, anne sütüne ilaveten ilk başlanması gereken ek gıda konusunda dünyada fikir birliği yoktur. Başlanacak ek gıda ülkeye, yöreye, geleneklere, aileye, sosyoekonomik yapıya ve bebeğin durumuna göre değişmektedir. İlk başlanacak ek gıda meyve suyu-püresi, sebze çorbası-püresi, muhallebi, yoğurt olabilmektedir. Bu gıdaların seçimi bebeğe ve aileye göre karar verilmelidir. Kilo gelişimi iyi olan bebeklerde sebze çorbası-püresi, meyve suyu-püresi ilk başlanacak ek gıda olmalıdır. Kilo problemi olan bebeklerde muhallebi (bebek maması ve pirinç unu ile hazırlanmış) ilk seçenek olabilir. Anne sütünün sağladığı tatlara ek olarak tamamlayıcı gıdalar ile sağlanan çok çeşitli tatların erken ve uygun evrede tanışılması; bebeklerde yeni gıdaların kabul edilebilmesine olumlu etki yapmaktadır.

Bebeklikte sunulan tamamlayıcı gıdaların türleri sadece bebeğin beslenme durumunu etkilemez. Aynı zamanda tamamlayıcı gıdaların türleri bebeğin yaşamının ileriki evrelerinde gıda tercihlerini de etkilemektedir. Yaşamın uygun ve erken evrelerinde yüksek miktarda sebze ve meyve tüketiminin yaşam boyu sebze ve meyve tüketimine neden olduğu ve bununda ileriki yaşam evrelerinde kilo kontrollerine faydalı olduğu belirtilmektedir.Hem öğünlerde hem de öğün aralarında bir ve birden fazla meyve ve sebze sunulması bebeklerin meyve ve sebze kabul düzeylerini artırmaktadır. Ayrıca nasıl tatlı gıdalara karşı doğal yatkınlık acı lezzete sahip olan gıdaların kabul edilmesini engelleyebileceği gibi; bebeklerde yeşil sebze başlatılmadan önce meyve verilmemesi gerektiği (tatlıya önce başlatılmaması)  kabul edilmektedir.

Annenin yediği gıdalarla doğum öncesi amniotik sıvı ve doğum sonrası anne sütünün aynı tat profilini paylaşması, anne sütünün bebeğin rahim içi tat deneyimleri ile bebekte başlanan katı gıdalar arasında bir köprü olabileceği düşünülmektedir. Bu nedenle annenin hamileyken ve emzirirken yediği gıdalar, bebeğin tam olarak tercih etmesi gereken gıdalardır. Bebek annenin yediği gıdaları ilk olarak deneyimleyecektir. Çok yönlü bir beslenme düzenine sahip olan annelerin sütünden bebeklerin gıda tatları ile ilgili olarak farklı deneyimler elde edecektir. Bu tür anne bebekleri yemek konusunda daha aza seçici olacaklardır ve çocuklukta da yeni gıdaları denemeye daha açık olacaklardır.

Bebeklerde topaklı- pütürlü besin başlanması önemli midir?

Bebek beslenmesinde anne sütü ve öğünle beslenme sağlanmasının yanında önemli bir konuda topaklı ve pütürlü gıdaların 6-9 aylar arasında başlanılması gerektiğidir. Bu dönem topaklı, pütürlü gıdaların başlatılması için kritik bir pencere dönemidir. Bu dönemde topaklı, pütürlü gıdalar başlanmaz ve  9 aydan sonra topaklı, pütürlü gıdalar başlanılmak istenilirse bunu sağlamak çok zordur ve bu durum ileriki dönemlerde daha fazla beslenme sorunları görülmesine neden oluşturmaktadır.   

Tamamlayıcı beslenme konusunda önerilenler şunlardır:

Tamamlayıcı beslenmeye başlama süreçlerinde anne sütüne (yok ise mama kullanımına) devam edilmelidir.

Tamamlayıcı gıdalar, tek tek bileşenlere tepkiyi saptayabilmek için birer birer eklenmelidir. Her seferinde bir gıda olmak üzere "tek içerikli" gıda başlanılmalıdır. Bebekler belirli gıdayı tekrarlanarak maruz kalışta (yaklaşık 8-9 gün) kabul etmektedirler.

İnek sütü 12 aylık olana kadar süt olarak sunulmamalıdır.

Glutenin (ekmek, büskivi gibi) erken (4 aydan önce) ve geç (7 aydan sonra) başlatılmasından kaçınmak ve gluteni kademeli olarak başlatmak uygun bir yaklaşımdır.

İlave şeker ve tuz içermeyen tamamlayıcı besinler sunulmalıdır.  

Tamamlayıcı gıdalar bebeklerin besin ve enerji ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde çeşitli gıdalar olmalıdır. Yüksek protein, demir, çinko içermesi önemlidir.  Et, tavuk ürünleri, balık (uzun zincirli çoklu doymamış yağ asitleri içerenler=yağlı balıklar), yumurta ve tahıl sık verilmelidir. Her gün mutlak birisi yenmelidir. Yağ ve kolesterol kısıtlamasına gerek yoktur.

Vejeteryan beslenme düzeni bebeklere ve küçük çocuklara uygun değildir.

Düşük besin içerikli içecekler (çay, bitki çayları, kahve, soda) verilmemelidir. 6cı aydan önce meyve suyu başlanmamalıdır. % 100 olan meyve suyu verilmelidir. C vitamini açısından zengin olan meyve ve sebzeler her gün verilmelidir. Verilen meyve/sebze su veya püre miktarları besin değeri açısından zengin gıdaların (mama, et, tavuk ürünleri, balık, yumurta gibi) terini dolduracak şekilde verilmemelidir.

Verilen tamamlayıcı besinler, anne sütü ve/veya mama miktarlarının toplamı bebeğin kilosu başına 200 cc=ml'yi geçmemelidir.

6-24 aylık bebeklerin beslenmesi nasıl olmalıdır?

Anne sütüyle beslenen ve büyüme-gelişmesi normal olan bebeklere 6. aydan sonra ek besin başlanmalıdır. Bebeklerin büyümeleri ve artan enerji ihtiyaçları nedeniyle yalnızca anne sütü bu dönemden sonra yeterli gelmemektedir. Ayrıca bu dönemde ısırma ve çiğneme becerisi tam olarak gelişmiştir. 6-7 aylık bebeğe farklı tat ve özellikte besin verilmemesi bebeğin ileride ek besinleri kabul etmemesine neden olabilmektedir. 6 aydan daha erken ek gıda başlamanın bebeği yalnızca anne sütüyle beslemeye kıyasla herhangi bir üstünlüğü yoktur. İlk aylarda dilin dışarı itme refleksinin güçlü olması nedeniyle erken ek gıda başlanıldığında kaşıkla beslemek zor olabilmektedir. Çiğneme becerisi de 4 aydan önce gelişmemektedir. Bu nedenle anne sütüyle beslenen çocuklarda 6 aydan sonra ek gıda başlanması en doğru yaklaşımdır. Bazı hekimler ise yalnızca mama alan bebeklere 4 aydan sonra ek gıda başlanabileceğini belirtmektedirler.

6 aylık bebelere ek gıda başlarken gıda, sıvı nitelikte olmamalı, bebeğe püre kıvamında ek besinler verilmelidir. 7 aylık bebekler topaklı ve pütürlü kıvamda besinlerle beslenebilir, 8 aydan sonra “parmak besinler” ile elle kendilerini besleyebilirler. 9 aylık bebekler aile sofrasında küçük parçalara bölünmüş aile besinlerini yiyebilirler.

Elma ve şeftali püresi, pirinç unu ile hazırlanmış mamadan yapılmış muhallebi, mamadan yapılmış yoğurt, sebze püreleri (patates, havuç, pirinç, yağdan yapılmış) başlanacak ilk ek besinlerdir. Özellikle alerji yapma riski olan turunçgiller, yumurta, ekmek, balık ve et ürünleri başlanacak ilk ek gıdalar değildir. Hekim kontrollerinde büyüme ve gelişme normal giden bebeklerde, anne sütüne ilaveten 6. ay  bebeğe bir öğün ek besin başlanmalı,  sonra her ay bir öğün ek besin ilave edilerek 7. ay 2 öğün, 8. ay 3 öğün, 9. ay 4 öğün ve 10. ay beş öğün olacak şekilde ek besinler verilmelidir. Ek besinden oluşan öğünlerin sayısındaki artış kilo kontrolleri ile denetlenmeli, gerekirse ve yeterli kilo alımı yoksa ek besin öğün sayısı arttırılmalıdır. Bu dönemde anne sütüne devam edilmeli, anne sütü en az 12. aya kadar verilmelidir. 2 yaşına kadar anne sütü verilebilir. Bir yaşından sonra çocuk besin gereksinimin 1/3’ünü anne sütünden alabilir.            

Ek gıdalar çocuk dik olacak şekilde, kaşıkla ve öğün oluşturularak verilmelidir. Yeni başlanacak ek gıdalar bebek açken ve özellikle öğlen öğününde verilmelidir. Besinler taze ve temiz olmalıdır. Ek gıdalar öğünlerin başlangıçta önceleri çok az (bir öğünün yedide biri kadar) ve tek gıda olarak verilmelidir. Gün gün giderek verilen tek ek gıda miktarı arttırılır ve 7 gün sonunda bir öğün oluşturacak şekilde arttırmalar yapılmalıdır. Öğün miktarı yaklaşık 100-150 cc’dir. Aynı anda iki değişik ek gıda başlanmamalı, eğer başlanacaksa diğer ek besin 4 ila 7 gün sonra beslenmeye ilave edilmelidir. Bebeklere tuzlu, baharatlı, yağlı besinler verilmemelidir.  Bebeklerde püre olarak ve katı şekilde verilen gıdalarda, dille itme oluşursa bunu besin reddi olarak kabul etmek doğru değildir. Bu durumda zor kullanmadan ısrarcı olunmalıdır. Israra rağmen bebeğin hoşlanmadığı bir gıda olursa bu gıda 2-4 haftalık ara ile tekrar denenmelidir.

Tamamlayıcı beslenmede meyveler şekerli olduklarından önce sebze başlanmalı, meyveler bebek sebzeye alıştıktan sonra başlanmalıdır. Sebzeler fazla pişirilmemeli ve hemen tüketilmelidir. Önce sebze çorbası gibi başlanıp hemen, kısa zamanda püre formuna geçilmelidir. Protein kaynağı olması nedeniyle sebze püresi içersine kıyma şeklinde et ve kurubaklagil (fasulye, bezelye, nohut, mercimek, pirinç) ilave edilmelidir. Meyve taze olmalı, önce meyve suyu olarak ve kısa sürede kıvamı artırılarak püre şeklinde verilmelidir.

Çölyak hastalığı (Gluten enteropatisi=tahıllarda bulunan genelde glutenin bulunduğu bazı protein zincirlerine karşı oluşan kronik bir reaksiyondur) gelişmesinin önlenebilmesi için 4 aydan önce ve 7 aydan sonra glutenli gıdaların başlanmaması gerektiği belirtilmektedir. Buğday, çavdar, arpa ve yulaf gibi tahıllarda gluten bulunmaktadır. Bu nedenle bebek büsküvisi (gluten içerir) muhallebinin içersine 7ci aya kadar ilave edilmesi uygun olacaktır. Yumurta sarısı ve peynirde 7ci yada  başlanmalıdır. 7-8 aylık bebeklere kahvaltıda ekmek, bebek büsküvisi, yumurta sarısı ve tuzu alınmış  peynir, öğütülmüş badem (protein kaynağıdır) verilebilir. 8-9. ayda balık başlanabilir. 9 aydan önce portakal, mandalina, limon gibi asitli ve alerjik gıdalar verilmemelidir. Anne sütüyle beslenen ve gelişimi iyi giden bebekte 6cı aydan sonra ek gıdaya başlandıktan sonra bebek 9cu aya geldiğinde 1 öğün muhallebi veya 1 öğün yoğurt veya   1 öğün sebze püresi veya  1 öğün meyve püresi veya  1 öğün kahvaltı  gibi seçeneklerden 3-4 öğün ek besin alır hale gelir.  9. aydan sonra çocuk mümkünse aile ile birlikte masaya (kendi başlarına oturabilmeyi sağlayabildikleri için) oturtulmalı ve çocuğa ailenin yediği uygun besinler verilmelidir. 9. aydan sonra ek gıdaların sayısı 5 öğüne çıkar: Kahvaltı (ekmek, bebek büsküvisi, yumurta sarısı ve tuzu alınmış  peynir veya labne peynir, reçel, pekmez) , öğle yemeği (sebze püresi veya yemeği - kıyma, et veya peynir, lor  konulan yoğun kıvamlı çorba- kıyma, köfte, et- kurubaklagiller- yoğurt-  bunlardan birileri veya birlikte ve hergün değişitirerek, ezilmiş makarna pilav, köfte, tavuk, balık, ),  ikindide meyve püresi ve/veya yoğurt, akşam yemeği (öğle yemeğinin aynısı veya öğlen verilmemiş olanlar), yatarken muhallebi şeklinde bir beslenme oluşturulur. Tamamlayıcı beslenmede verilen ek gıdalar ve anne sütü öğünlerinin arasında en az 3 saat ara olmalıdır. Çocuklara ek gıdalar verilmeye başlandıktan ve öğün oluşturulduktan sonra öğünden sonra 30-50 cc su vermek uygundur. Çocuklara 1 yaşına kadar inek sütü, bal, yumurta beyazı verilmemelidir. İlk bir yıl içerisinde bakla ve patlıcan vermeye gerek yoktur.

Tamamlayıcı beslenme de günlük proteinli hayvansal gıdaların tüketimi önemlidir. Bu tür hayvansal protein özellikle de et tüketimi 5-7 aylarda başlanması bebeğin psikomotor gelişimini artırdığı belirtilmektedir. Bir bebeğin günlük bir yumurta ( 1 yaşına kadar sadece haşlanmış sarısı), ayına ve kilosuna göre 15-75 gram kadar et, tavuk, karaciğer ve balık tüketmesi gerekmektedir. Somon, sardalya ve uskumru gibi omega 3'den zengin balıklar tüketilmelidir. Nohut, pilav, kuru fasulye, mercimek, soya fasulyesi,bezelye,badem, fındık önemli bitkisel protein kaynaklarıdır. Bunlarında tamamlayıcı beslenmede bulundurulması önemlidir.

Besinler taze ve temiz olmalı, özellikle de meyve ve sebzeler bol su ile yıkanmalıdır. Mümkünse ek besinler öğünlerde taze olarak hazırlanmalıdır. Bebekler için besin seçerken doğal yöntemlerle üretilmiş, hormonsuz besinler tercih edilmelidir. Hazır gıda verilmemeye çalışılmalıdır. Hazır gıda verilecekse bu gıdaların buzdolabında uygun şekilde saklanmış, son kullanma tarihi geçmemiş, paketi delinmemiş ve yıpranmamış gıdalar olmasına dikkat edilmelidir. Mümkünse sentetik kimyasal ilaçlar ve gübreler kullanmadan insana ve çevreye dost bir biçimde üretilen organik tarım ürünleri kullanılmalıdır.

Bebeklere 6. aydan sonra ek gıda vermeye başladıktan sonra bu gıdaların lif veya posa içermesi gereklidir. Lif veya posa içeren gıdalar bitkisel gıdalardır. Sebzeler, meyveler, ekmek ve kurubaklagiller lif ihtiyacını karşılarlar. Lif yönünden zengin gıdalar çocuklarda kabızlığın oluşmasını engeller.

Bu bilgiler temelinde genelde bebeklerdeki beslenme şu şekilde ayarlanmalıdır:

Bebekler ilk 4-6 ay sadece anne sütü ile beslenmelidir.(Başlangıçta emzirme sıklığı bebeğin isteğine göre olsa da 1-2 aydan sonra beslenme saatlerinin 2-3 saat arayla yapılması uygundur. 3. aydan sonra mutlaka beslenme düzeni, beslenme saatleri, ve beslenme ritüelinin oluşturulması gereklidir. 3 aydan sonra bebek 2-3 saat ara ile emzirilmelidir.)

Sadece anne sütü alan doğal beslenen bebeklerde 5-6cı aydan sonra (anne sütü ve adapte mama alan karışık beslenen bebeklerde 4-5 ci aydan sonra) tamamlayıcı gıda başlanmalıdır. Kilo problemi olmayan, gelişimi iyi olan bebeklerde sebze püresi, meyve püresi, hayvansal proteinler (et, yoğurt, yumurta sarısı), kahvaltı, kuru baklagiller, muhallebi sırayla bebeğin 5-10 aylık döneminde başlanır. Eğer bebekte kilo problemi var, yeteri kilo alamıyor ise muhallebi 4-5 aylıktan sonra hemen başlanabilir.

Doğal beslenen ve sadece anne sütü alan bebeklerde:

6. aydan sonra anne sütüne ek olarak sebze çorbası- püresi  başlanmalıdır ve sonra sebzenin içine gluten ihtiva etmesi nedeniyle ekmek kırıntısı veya irmik veya bulgur ilavesi yapılır. Sebze püresi tamamlayıcı gıda yalnızca 1 öğün verilmelidir.  Bebek 6-7 aylar arası 5-6 öğün anne sütü  ve 1 öğün ek gıda almalıdır.

7. ay anne sütüne+sebze püresine ek olarak meyve püresi ve yoğurt başlanması, ayrıca önceden başlanılmış sebze püresi içersine et (kıyma), pirinç ve kırmızı mercimek ilavesi uygundur. Bebek anne sütüne ilaveten bu dönem sebze püresi, meyve püresi, yoğurt şeklinde 2-3 öğün birbirinden farklı tamamlayıcı gıda alması uygundur. Bebek 7-8 aylar arası 5 öğün anne sütü 2 öğün ek gıda almalıdır.

8. ay anne sütü ve 7. ayki tamamlayıcı gıdalara ek olarak kahvaltı başlanması  uygundur. Bebek 8-9 aylar arası 4-5 öğün anne sütü, 3 öğün ek gıda almalıdır.

9. ay anne sütü ve 8. ayki tamamlayıcı gıdalara ek olarak balık, her türlü kuru baklagiller (nohut, kuru fasulye, mercimek, soya fasulyesi) ve muhallebi başlanması (4-5 öğün tamamlayıcı gıda) uygundur. Bebek 8-9 aylar arası 3-4 öğün anne sütü 4 öğün ek gıda almalıdır.

10. ay anne sütü ve 9. ayki tamamlayıcı gıdalar, ayrıca ilaveten tuzlu,yağlı olmamak koşulu ile sofrada ev yemeklerinin ezilerek verilmesi (4-5 öğün tamamlayıcı gıda) uygundur. Bebek 10. aydan sonra 3 öğün anne sütü 5 öğün ek gıda almalıdır.

Doğal beslenen ve sadece anne sütü alan bebeklerde beslenme aralıkları 3 saat olmalıdır. Anne sütüne ilaveten mama alan bebeklerde bu beslenme şekli 1 ay öne çekilmelidir.

1 yaşından sonra çocuklar 3 öğün anne sütü, 3 ana öğün( uygun hazırlanmış sofra yemekleri) ve 2 ara öğün olacak şekilde ve erişkin besin menüleriyle beslenebilirler. Bu dönem çocukların dengeli beslenmesi için anne sütüne ilaveten her gün süt grubu(mama, süt, yoğurt, peynir, muhallebi), et grubu (et, tavuk, karaciğer, balık, hindi, yumurta ve kuru baklagiller), tahıl grubu (ekmek, makarna, erişte, pilav, şehriye), sebze ve meyve grubu yiyecekleri tüketmeleri gereklidir. 

18. aydan sonra çocukların kendi başlarına yemek yeme istemlerine karşı çıkılmamalı, kaşık kullanımı desteklenmelidir. Kaşıkla kendi beslenmesine izin verildiğinde yeterli miktarda beslenmesi için yardım edilmelidir. Bebekler için çay ve bitki çayları, kolalı ya da şekerli içecekler, çeşitli katkı maddeleri içeren ve tatlandırıcı katılmış gıdalar, yağda kızartılmış gıdalar, hazır çorbalar, hazır meyve suları, şekerli yoğurt ve peynirler, tuzlu ve biberli gıdalar uygun besinler değildir.  Bebeklere  akciğere kaçma ve boğulmaya neden olabileceği için kuru yemiş ve çerezler, üzüm, sert ve yuvarlak küçük şekerler, pişmemiş havuç verilmemelidir.

Bebeklerde uygun ve yeterli beslenme alışkanlığı oluşturmak için öncelikle bebek-anne ilişkisinin sağlıklı olması gereklidir. Anne bebeğin açlık ve tokluk belirtilerini iyi bilmelidir.  Bebeklerde ve çocuklarda yemek zamanı düzenli ve aynı saatlerde oluşturulması sağlanılmalıdır. Öğünler, ailenin birlikte bulunduğu, birlikte olumlu iletişim kurulduğu ve eğlenildiği zamanlardır. Çocuklar masaya oturtulmadan önce her şeyin hazırlanması uygun olur. Çocuk masada uygun ve rahat bir sandalyeye veya mama sandalyesine oturtularak beslenmelidir. Bebeklerin kullandığı kaşıklar (kauçuk kaplı olmalı) ve tabaklar ayrı, onlara uygun ve ne kadar yenildiğini ölçecek şekilde olmalıdır. Yemek sırasında acele edilmemeli, kaşık makul miktarda doldurulmalı, çocuğun kendi hızında yemesine müsaade edilmeli, çocuk yemeğe ara verince biraz beklenilmeli, sonra tekrar yemek verilmeli, çocuk uykuluyken ve ağlarken beslenilmemelidir.  Çocuklar elleriyle yemek isterlerse bu, engellenmemelidir. 

Çocuklara beslenme konusunda güvenmek gereklidir. 9-12 aydan sonra bebeklerin el becerileri geliştiği için, kendi beslenmelerine katılımı desteklenmelidir. Ayrıca ne kadar yemek zorunda olduklarını, yeteri kadar yiyip yemediklerini en iyi onlar bilirler. Tabaklarında yiyecek bırakabilirler. Fazla yemek isterlerse de sağlıklı besinler sunuyorsanız yemelerine izin verilmelidir. Unutulmamalı ki her çocuk kendine özgüdür ve kendine has bir gelişim hızı vardır. 3 ana öğün dışında çocuklar 2-3 ara öğün alırlar. Önemli olan ara öğünlerin de sağlıklı besinlerden oluşmasıdır. Bebeklere meyve verilirken boğazlarını tıkamaması için bu meyvelerin kabukları soyulmalıdır. Meyve sularının saf meyve suyu olduğuna dikkat edilmelidir. Bebeklerin ve çocukların gıdalarına şeker ve tuz ilave edilmesi uygun bir davranış değildir.

Bebeklerde tamamlayıcı beslenme geçiş dönemlerinde ve 2 yaşa kadar bebeğin büyümesi ve gelişmesi periyodik kontrol edilmelidir. Kilo kontrolleri önemlidir. Kilo alış hızına göre tamamlayıcı besinlerin miktarları ve cinsi seçilmelidir. Beslenmede genel kaideler ne kadar önemliyse de bebeğin beslenmesinde o bebeğe özgü davranmak çok daha önemlidir. Beslenmede ailenin sosyoekonomik ve kültürel durumu, bebeğin gelişimi ve istemleri mutlak göz önünde tutulmalıdır. Beslenme ve verilen gıdalar, bebeğin özelini düşünerek ve bireysel olarak oluşturulmalıdır.   

Beslenmede ne yenildiği kadar bebeğin ne zaman, nerede, kim tarafından beslendiği de çok önemlidir. Beslenme zamanı, aynı zamanda  sevgi ve öğrenme zamanıdır. Bebek sevgiyle, sabırla ve keyifle beslenmelidir.

Sebze çorbası-püresi nasıl hazırlanır?

Sadece anne sütü ile beslenen bebeklerde 6. aydan sonra, anne sütü ve mama ile beslenen bebeklerde 4. veya 5. aydan sonra sebze çorbası-püresi verilebilir.

Sebze çorbası tarifi ülkelere ve ailenin kültürüne göre değişebilmektedir. Burada genel kabul gören bir tarif verilecektir. Sebze çorbası ve püresi hazırlamada sebzeler ya buharda haşlanmalı ya da tencere (düdüklü tencere) de hazırlanmalıdır. Buharda haşlama daha tercih edilebilir. İlk başlanacak sebzeler patates, havuç, kabak, ıspanak, bezelyedir.

Örneğin 1 küçük boy havuç ve 1 küçük boy patates, temiz suyla yıkanıp kabukları soyulduktan sonra  buharda pişirme sepetine konulur. Sebzeler yumuşayana kadar haşlanır. Haşlama suyu ile birlikte sebzeler ezilir, tel süzgeçten geçirilir, tamamen ezilerek çorba-püre haline getirilir.1 çay kaşığı zeytinyağı eklenir.Sebze çorbası tencerede yapılacak isebu sebzeler tencereye yaklaşık 300 ml içme suyu içine küp küp doğranarak konulur.1 çay kaşığı zeytinyağı eklenir.Kısık ateşte ve ağzı kapalı olarak, sebzeler tam olarak yumuşayana kadar pişirilir. Yaklaşık 20-25 dakika sürebilir. Düdüklü tencerede 5-10 dakika pişirmek yeterlidir. Haşlama suyu ile birlikte sebzeler ezilir, tel süzgeçten geçirilir, tamamen ezilerek çorba-püre haline getirilir.Hazırlanan sebze çorbasından-püresinden başlangıçta bebeğe öğle öğününde 3-5 çay kaşığı vermek yeterlidir. Öğün anne sütü ile tamamlanır. Burada amaç bebeği sebze çorbası ile doyurmak değil sadece tattırmaktır. Giderek miktar artırılır ve 1 öğünde bebeği doyuracak miktarlara çıkılır.  

5-7 günden sonra 3 günde bir, kabak (1 orta boy), ıspanak (2 yaprak), domates(1 orta boy) sebzelerinden yeni bir tanesiuygun şekilde yıkanıp, doğranarak sebze çorbası hazırlanırken içine  ilave edilir. Sebze çorbasının içersine 5 çeşit sebze koymak yeterlidir. 15 günden sonra sebze çorbasının içersine irmik veya bulgur konulmalıdır. Bu gıdalar buğdaydan yapıldığı için  gluten ihtiva ederler. Mutlak bunlar başlanmalıdır. Buharda sebze çorbası hazırlamada tüm sebzeler haşlanır. 1 tatlı kaşığı bulgur veya irmik yıkanıp,önceden 5- 10 dakika haşlanmalıdır. Bulgur veya irmikhaşlama suyu ile birlikte buharda haşlanan sebzeler üzerine ilave edilir.1 çay kaşığı zeytinyağı eklenir.Tüm sebzeler tam olarak yumuşayana kadar pişirilir. Püre haline getirilerek verilir. Sebze çorbası tencerede hazırlanacak ise  1 tatlı kaşığı bulgur veya irmik yıkanıp, tüm sebzeler ile birlikte , içine zeytinyağı da konarak, kısık ateşte ve ağzı kapalı olarak, sebzeler tam olarak yumuşayana kadar pişirilir. Eğer irmik veya bulgur sebze çorbası içersine konulmuyor ise çorbaya servis esnasında tam buğday unu ekmek içinden ufalanarak çok az konulmalıdır. Bebeğin gluten ile 7 aydan önce tanıştırılması gereklidir.

Sebzeler önce çorba gibi hazırlanmalı,ilk sebze çorbası kıvamlı, aynı zamanda yumuşak ve akışkan olmalıdır. Sebze çorbası  giderek koyulaştırılmalı, püre ve pütürlü hale getirilmelidir.Ayrıca bebeklerin tatları  öğrenmesi için sebzeler tek tek de tattırılmalıdır. Sebze çorbası-püresi günlük hazırlanıp, taze olarak verilmelidir.

Sebze çorbası başlanmasından 1 ay sonra bezelye, taze fasulye, brokoli, semiz otu, maydanoz, enginar, marul, pazı, kereviz de sebze çorbasının içersine değiştirilerek ilave edilir. Ayrıca pirinç ve kırmızı mercimekte konulabilir. 7.  ay sebze çorbasının içine et, köfte veya kıyma konulmalıdır.Et suyunun herhangi bir besleyici değeri olmadığından et suyu koymaya gerek yoktur.Kıyma iyice kavrulduktan sonra veya et iyice haşlandıktan sonra veya köfte iyice pişirildikten sonra püre makinası veya ezicilerle püre haline getirilmeli, pütürlü olan sebze püresi içersine ilave edilmelidir. Bebeğin kilosuna göre 20-40 gram et yeterlidir.Et suyunun herhangi bir besleyici değeri olmadığından et suyu koymaya gerek yoktur. Tat için çok az konabilir. 8. aydan sonra sebze çorbalarına kuru fasulye, nohut konulabilir. Kuru fasulye, nohut önce iyice pişirilir. Gaz yapmaması için kabukları ayıklanır ve sebze çorbasına ilave edilir.

Sebze çorbası hazırlanırken, mutlaka mevsim sebzeleri ve taze olanlar tercih edilmelidir. Konserve ve dondurulmuş gıdalar bebek beslenmesinde kullanılmaz.  Sebze çorbasına konulacaksebzelerin  mutlaka dış kabuğu sıyırılmalı veya soyarak hazırlanmalıdır. Sebzeler minik doğranır ise daha çabuk pişerler.  Ispanak, marul ve maydanoz gibi yeşillikleri yıkadıktan sonra 10 dakika sirkeli suda bekletilmelidir.Yeşil yapraklı sebzeler bekletildiğinde nitrit oluşumunun artacağı unutulmamalı ve yeşil yapraklı sebzeler günlük tüketilmelidir. Sebze çorbası hazırlanırken 2-3  çeşit yeşil sebze ve  2-3  çeşit kırmızı sebze toplam 5 sebze;  irmik ve bulgurdan bir tanesi ve pirinç konulmalıdır. Sebze çorbasının içersine tuz konulmamalıdır.Tarhana besleyici değeri yüksek bir gıdadır, 6-7 aydan sonra verilebilir. Sebze püresi verildiği öğün yoğurtta karıştırılmadan verilebilir.

9cu aydan önce soğan, biber, lahana, pırasa, karnabahar denenmemelidir. Patlıcan besleyici değeri olmadığı ve bol nikotin içerdiği için; bakla ise nadir bir hastalık olmakla birlikte favizme yol açabileceği için 1 yaşından önce verilmemelidir.

Meyve püresi nasıl hazırlanmalıdır?

Meyveler şekerli olduklarından önce sebze başlanmalı, meyveler bebek sebzeye alıştıktan sonra başlanmalıdır.Sadece anne sütü ile beslenen bebeklerde 6. aydan sonra, anne sütü ve mama ile beslenen bebeklerde 4. veya 5. aydan sonra meyve püresi verilebilir.

Bebeklere tamamlayıcı beslenmede öncelikle başlanabilecek  meyveler elma, muz, şeftali, armuttur. Meyve püresi olarak verilecek meyveler mevsim meyveleri  olmalı ve taze olanlar tercih edilmelidir. Bu nedenle kışın elma, muz, yazın şeftali ilk seçenek olmalıdır. Meyveler çatalla ezilerek veya cam bir rende yardımıyla rendelendikten sonra  püre haline getirilmelidir. Meyve püresi hazırlandıktan sonra bekletilmemeli ve hazırlandıktan hemen sonra bebeğe verilmelidir. Bu nedenle meyveler oda sıcaklığında olmalı, hazırlandığında soğuk olmamalı, yenilebilecek sıcaklıkta olmalıdır.Meyve püresi hazırlamada tatlı, sulu ve olgun meyveler kullanılmalıdır. 

Meyve püresi olarak ilk elma başlanacak ise elma iyice yıkanır, kabukları soyulur, cam rendede püre haline getirilir. Bebek püre yemeğe alışmış ise püre halinde verilmelidir. Püre halinde yemeğe alışmamış bebeklerde önce elma püresi tülbentten veya uygun süzgeçten süzülerek elma suyu oluşturulup, elma suyu ile başlanır. Giderek elma püresine dönülür. Önce bir öğün öncesi, genelliklede öğle veya ikindi öğünü 1-2 tatlı kaşığı başlanır. Üstüne anne sütü verilir. Giderek miktar arttırılarak 7-8 günde bir öğüne çıkılır ve o dönemden sonra o öğün sadece meyve püresi verilir. Bebek meyve püresine alıştığında, meyve püresi içersine bebek bisküvisi de konulabilir. Bebek bisküvisi de önce yarım konulur ve giderek her gün artırılıp 5-7 günde 3-4 bisküviye çıkılır. Bir öğünde verilecek meyve püresi miktarı bebeğe uygun miktarlarda olmalıdır. (Bebeğin mide kapasitesi= 30 ml x bebek kilosu (kg), miktarından daha fazla olmamalıdır.)

Meyve püresi elma olarak başlandıysa içersine muz, armut ilave edilebilir. Muz bazı bebeklerde kabızlık yapabilir. Armut ise bebeklerde kakayı yumuşatabilir.  Yaz dönemlerinde şeftali ilk olarak başlanmalıdır. Şeftali iyice yıkanmalı, kabukları soyulmalı, cam rendede rendelenir. Şeftalide azdan çoğa doğru artırılarak verilmelidir. Yazın şeftali ile birliktekayısı, erik meyve püresi içersine konulabilir. Elma ve şeftalide bebeklerin sevdiği bir karışımdır.

Meyve püresi içersinde 2-3 değişik çeşit meyve yeterlidir. Daha fazla çeşit koymaya gerek yoktur. Oluşturulan meyve püresi içersine bisküvi ve/veya tuzsuz çiğ badem, çiğ ceviz ezilerek un haline getirilerek konulabilir.Meyveler A, C vitamini ve fruktoz (meyve şekeri) içerirler. Meyvelerin %80’i sudur. Yeterli kalori barındırmazlar. Bu nedenle bir öğün olarak verilecek ise içersine bisküvi, badem, ceviz koymak uygun olur. Meyve yemekte zorluk çeken bebeklerde meyveler yoğurt içinde verilebilir.

9 aydan önce portakal, mandalina, limon gibi asitli gıdalar verilmemelidir.  9 aydan sonra meyve püresi içersine portakal, mandalina suyu konulabilir. Elma ve muz püresi, portakal suyu ve bisküvi ile meyve püresi hazırlanabilir. Üzüm suyu 9 aydan sonra meyve püresine ilave edilebilir. Kavun, karpuz besin değeri düşüktür ve vitaminden diğer meyvelere göre azdır.  İstenir ise 9. aydan sonra verilebilir. Çilek ,ananas, çilek, kivi böğürtlen gibi tropikal meyveler ve alerjik meyveler  1 yaşından sonra verilmelidir.  Dut, incir çocuklarda ishal yapabilir.

Bazı anneler meyveleri, özelliklede kurutulmuş meyveleri tencerede su veya süt ile haşlayarak vermekteler. Meyveleri haşlama veya pişirme  vitamin değerlerini çok düşürmektedir. Tercih edilmemelidir. Hiç bir şekilde meyve pürelerine şeker, pekmez katılmamalıdır. Hazır, katkı içeren meyve suları kullanılmamalıdır.

Mama ile yoğurt ve muhallebi nasıl hazırlanır?

Sadece anne sütü ile beslenen bebeklerde 6. aydan sonra ( genelliklede kilo problemi olmayan bebeklerde sebze ve meyve püresi başlandıktan sonra 7. ay); anne sütü ve mama ile beslenen bebeklerde 4. veya 5. aydan sonra muhallebi ve yoğurt verilebilir. Kilo problemi olan mamayla beslenen bebeklerde 4. aydan sonra muhallebi verilebilir.

Mama ile yoğurt yapımı:120 ml kaynamış-ılınmış suya 5 ölçek ( 6 ay ve üzerinde kullanılan tür) mama katılarak önce sıvı mama hazırlanır.(Normalde mama hazırlanırken 120 ml suya 4 ölçek mama atılır. Yoğurt yapılacak ise mama miktarı biraz fazla olmalıdır). Yoğurt yapılacak sıvı mama  ılık (43-45 derece) olmalıdır. 1 çay kaşığı yoğurt da, hazırlanmış ılık sıvı mamadan  iki kaşık ilave edilir ve iyice  karıştırılır. Bu şekilde hazırlanan maya, sıvı mama içine katılır ve bu karışımda 10 saniye hafice karıştırılır. Karışımın üzeri (ısı kaybı önlenecek şekilde) örtülerek ve kımıldatmadan 3-4 saat mayalanmaya bırakılır.

Mama ile muhallebi yapımı: Silme 1.5-2 tatlı kaşığı pirinç unu bir miktar (30-50 ml) suyun içersinde iyice ezilir. Bu karışım üstüne ilk konulan su miktarı dahil toplam 150 ml kaynamış-ılınmış su olacak şekilde su ilave edilir ve iyice karıştırılır. Kısık ateşte belli bir kıvama (boza kıvamına) gelinceye kadar pişirilir. Muhallebi kıvamını aldıktan sonra, soğutulur (40 dereceye kadar) 5 ölçek (6 ay ve üzerinde kullanılan tür) toz mama ilave edilir ve iyice karıştırılır.  

Bebeklerde kahvaltı nasıl olmalıdır?

Bebekleretamamlayıcı beslenmede  öncelikle sebze püresi, meyve püresi, muhallebi ve/veya yoğurt ek gıdaları   başlanır. Bebekler de bu gıdalara alıştıktan sonra ise kahvaltıya geçilmelidir.Sadece anne sütü ile beslenen bebeklerde 7. aydan sonra; anne sütü ve mama ile beslenen bebeklerde 6. aydan sonra kahvaltı verilebilir.

Kahvaltıda bebeğe mama, bebek bisküvisi, yumurta sarısı, peynir verilmelidir. Kahvaltıya geçişte ilk önce bebeğe uygun tür (30cc)  mama içersine, 1/2  bebek bisküvisi (iyice parçalanmış, un gibi) konulur ve ezilerek  bebeğe verilir. Sonra giderek bisküvi miktarı ve mama miktarı artırılıp 6 -7 günde 3-4 bisküviye çıkılır. (isteyen anneler bebek bisküvisi yerine ekmek koyabilirler.) Mama ve bebek bisküvisine alışınca, bu karışımın içersine yumurta sarısı ilave edilmelidir. Yumurta iyice haşlanmalıdır. Haşlanmış top halindeki yumurta sarısının 1/4 ü, karışım içersine konur ve 5-7 günde yumurta sarısı miktarı artırılarak 1 yumurta sarısına çıkılır. Bundan sonra mama, bisküvi, yumurta sarısı karışımın içersine, azdan çoğa doğru artırılacak şekilde 1 tatlı kaşığı labne peynir veya 1/2 kibrit kutusu büyüklüğünde tuzu alınmış pastörize beyaz peynir ilave edilir. En son olarak da 1 çay kaşığı pastörize tereyağ eklenebilir. Kahvaltı her sabah taze hazırlanmalı ve  püre haline getirilip verilmelidir. Bazı bebekler yumurta sarısını tek, başka bir şeye karıştırılmadan yiyebilirler. Kahvaltıya pekmez, reçel katmak gerekli değildir. Kilo problemi olan veya bu tür kahvaltıyı kabul etmeyen bebeklerde, kahvaltı içersine 1 çay kaşığı pekmez, reçel konulabilir.

Bebeklere et nasıl verilmelidir?

Sadece anne sütü ile beslenen bebeklerde 7. aydan sonra; anne sütü ve mama ile beslenen bebeklerde 6. aydan sonra et ürünleri verilebilir.

Bebek tam bir öğün sebze püresi almaya başladığında, iki kez- çekilmiş yağsız dana kıyması  iyice pişirilip ve ezildikten sonra püreye ilave  edilerek verilir.  Bir öğün sebze püresi içine bir çorba kaşığı kıyma yeterlidir. Kıyma yerine baharatsız olarak hazırlanmış ızgara köfte veya terbiyeli köfteler;  iyice haşlanmış, pişirilmiş bonfile veya biftek tarzı et iyice ezildikten sonra (blender veya ezicilerden geçirilip) sebze püresi içersinde verilebilir. Tavuğun beyaz eti iyice pişirilip,  didiklenerek küçük parçalar halinde sebze pürelerine ve diğer çorbalara eklenebilir.  Karaçiğer  püresi 8. aydan sonra haftada 1den fazla olmamak kaydıyla verilebilir.Kuzu veya  dana karaciğeri olmalıdır. Az tuzla suda haşlanır veya yağsız tavada ters-yüz ederek de iyice pişirilebilir, zarı çıkarılır püre şeklinde sebze püresinin içine eklenip verilir. Kuzu beyninin bebek beslenmesinde yeri yoktur. Bebeklere  beyin verilmez. 9 aydan sonra haşlanmış veya ızgarada pişirilmiş  şekilde balık verilebilir. Somon, sardalya ve uskumru gibi omega 3'den zengin balıklar tüketilmelidir. Bu tür balık bulunamaz ise tavuk balığı, çupra, levrek verilebilir. Kılçıkları konusunda dikkatli olunmalıdır. Balıklar mevsiminde ve deniz balığı olmalı, çiftlik balığı verilmemelidir.

Tamamlayıcı beslenmede inek sütü  ne zaman verilmelidir?

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Amerikan Pediatri Akademisi (AAP) ve Avrupa Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Derneği (ESPGHAN) inek sütünün (ve diğer özel sütlerin) 12 aylık olana kadar, bebeklere  süt olarak verilmesinin uygun olmadığını belirtmektedirler. İnek sütünün yüksek protein içeriği nedeniyle alerjiye ve ileri yaşlarda otoimmun hastalıklara zemin hazırlaması, kalsiyum/fosfor dengesinin uygun olmaması, linoleik asit ve nükleotidlerden fakir olması, yağ,vitamin kalsiyum, demir emiliminin iyi olmaması, bağırsakta küçük kanamalara ve kabızlığa neden olması, böbrek solüt yükünün fazla olması ve demir eksikliği kansızlığı oluşturması nedenlerinden dolayı 1 yaş altı bebeklerde  kullanımı önerilmemektedir.

Yoğurt ve peynir enfeksiyon oluşturması düşük olması, probiyotik içermesi, kaşıkla verilebilmesi nedenleriyle  bebeklere 6 aydan sonra verilebilir.

İnek sütü aslında önemli bir besin kaynağıdır. Yüksek kalitede protein içermesi nedeniyle, özelliklede diğer hayvansal gıdalar az alındığında 1 yaş sonrası bebeklere verilmelidir. Günlük 250 cc alınması uygundur. Günde 500 ccnin üzerinde inek sütü verilmemelidir. İki yaştan öncede yağsız süt tüketimi uygun değildir. Tam süt ya da yarı yağlı süt olarak verilmelidir.

Tamamlayıcı besinlere başlarken dikkat edilmesi ge­reken noktalar nelerdir?

Besinler başlangıçta az miktarlarda veril­meli, bebek oturur pozisyonda beslenmelidir.

Tamamlayıcı beslenmede besinlerin kıvamı kaşık ile vermeye uygun olmalıdır.

Bebeğe verilecek yeni besinler bebek aç ve keyifli iken ve tercihen öğle öğününde denenmelidir. Hastalıklı bebeğe yeni besin başlanmamalıdır.

Aynı anda iki değişik ek gıda başlanmamalı, farklı besinler 4- 7 gün ara ile denenmeli, ilk kez verilen besinlerin alerji yapıp yapmadığı gözlenmelidir.

Bebeğe verilecek besinler temiz ve taze pişmiş olmalıdır.

Bebeklerde tuzlu, baharatlı, yağlı besinler verilmemeli, alerji yapma olasılığı olan besinlerden kaçın­malıdır.

Başlangıçta bebeğin besinleri dili ile itmesi normaldir, bu durum besini reddetme olarak algılanmamalıdır.Bu durumda zor kullanmadan ısrarcı olunmalıdır. Israra rağmen bebeğin hoşlanmadığı bir gıda olursa bu gıda 2-4 haftalık ara ile tekrar denenmelidir.

Liften zengin besinler ilk 12. aydan sonra verilmeye başlanmalıdır.

Besin alerjisinden korunmak için  ne yapılmalıdır?               

Bebeklerin ve küçük çocukların yaklaşık % 4-5’i yaşamlarının ilk 3 yılında bazı besinlere karşı alerjik reaksiyonlar gösterirler. Yapılan araştırmalarda, bebeklerde yaşamın ilk 2 yılında %2,5 oranında inek sütü alerjisi, %1 oranında yumurta alerjisi ve %0.6 oranında da yer fıstığı alerjisi geliştiği gösterilmiştir. Yumurta, balık, fındık, fıstık ve deniz ürünleri gibi gıdalar daha fazla alerjiktir. Bebeklerde besin alerjilerden korunmanın en etkili yöntemi, bebeklerin 4-6 ay sadece, tek başına anne sütü ile beslenmenin sağlanmasıdır. 4 cü aydan önce bebeklere ek besin  başlanılmaması, ek besinlerin tek tek ve zamanında başlanılması besin alerjisinden korunmada önemlidir.Bebeklere alerjik gıda vermemek veya geciktirmek besin alerjisi oluşumunu önlemektedir. Bu nedenle bazı araştırıcılar, ailesinde ve kardeşlerinde alerjisi olan ve yüksek alerji riski olan bebeklerde süt ürünlerinin 12ci ay, yumurtanın 2 yaş ve fıstık, deniz ürünlerinin 3 yaştan sonra başlanılmasını önermektedirler. 

Bebeklerde duyarlı beslenme nedir?

Duyarlı besleme anne, baba yada çocuğa bakan kişi ile çocuğun karşılıklı oluşturduğu, besinlerin aktif olarak sunulduğu bir beslenme biçi­mi olarak tanımlanmaktadır.

UNİCEF duyarlı beslemeyi tamamlayıcı besinlerin aktif olarak sunulması olarak tanımlamış ve 6 madde altında toplamıştır. Bu maddeler şunlardır:

1.Bebekleri  direkt olarak beslemek, daha büyükçocukların kendilerini beslemelerine yardımcı olmak, çocukların açlık-tokluk sinyallerine duyar­lı olmak.

2. Çocuğu yavaş ve sabırlı bir şekilde beslemek, çocuğun beslenmesi için onu cesaretlendirmek ancak zorlamamak.

3. Çocuklar yeni tattıkları besinleri ancak birkaç denemeden sonra kabul ettikleri için, yeni gıdala­rı defalarca sunmak.

4. Çocuk çoğu gıdayı almıyorsa farklı yiyecek kom­binasyonlarını, tatlarını ve metotlarını denemek.

5. Beslenme süresince dikkat dağıtabilecek nesnele­ri ortadan kaldırmak.

6. Yemek saatlerinin öğrenme ve sevgi saatleri oldu­ğunu hatırlamak ve bu süre içerisinde çocukla göz teması kurmaya özen göstermek.

Bebeğin  sevgi, sabır ve suyuna gidilerek beslenmesinin; çocu­ğun yemek için cesaretlendirilmesinin bebeklerde beslenmede olumlu farklar oluşturduğu ve çocukların  istekli yemesine neden olduğu belirtilmektedir.

Bebeklerde sağlıklı besleme alışkanlığı oluşturmak için ne yapılmalıdır?

Bebeklerde tat algılamasının altında yatan duyular (tat ve koku) ana rahminde iken gelişir ve fonksiyon gösterir. Anne karnında iken bebek amnion   (bebeğin anne karnında iken içinde bulunduğu sıvı) sıvısı vasıtasıyla annenin öğününde bulunan tatları ve  kokuları algılayabilir. Amnion sıvısına tatlı çözeltilerin girmesine cevap olarak fetal yutkunma sıklığı artar ve acı çözeltilerin girmesi ile de yutkunma sıklığı azalır. Bu nedenle anne hamileliği döneminde çok çeşitli ve sağlıklı gıda tüketmelidir. Anne diyetindeki tatlar amnioyon sıvısı ile bebeğe aktarılır. Anne karnındayken bebek annenin tükettiği gıdalara bağlı olarak eşsiz bir tat alma deneyimine sahip olurlar ve bu deneyim bebeğin doğumdan sonraki  besin tercihlerini ve alışkanlıklarını etkiler.

Bebeğin doğumdan itibaren 4-6 aylığa kadar yalnız anne sütü ile beslenmesi, bundan sonra da ayına uygun ve yeterli miktarlarda ek besinler ilave edilmek koşuluyla en az 1-2 yaşına dek anne sütüyle beslenmenin devam ettirilmesi gerekmektedir. Anne  sütünün tadı annenin diyetinden etkilenmektedir ve diyetteki gıdalar anne sütüne yansımaktadır.  Anne sütünü emen bebek, annenin diyetine bağlı olmak kaydıyla eşsiz bir tat alma deneyimine sahip olur. Annenin emzirme süresince çok çeşitli ve sağlıklı gıda tüketmelidir. Tat deneyiminde süreklilik sağlamak amacıyla, hamilelik ve emzirme süresince annenin yediği gıdalar bebeğe ek besin verilme dönemlerinde sunulmalıdır. Ayrıca tanıdık ve tercih edilen tatlar oluşturmak için anne sütü ile bebek gıdaları hazırlanabilir.

İlk 4-6 ayda sadece mama ile beslenen bebek, emen bebek kadar değişken tat deneyimine sahip değildir. Bebekler mamalardaki tatları tercih etmeyi öğrenince sebze ve meyveleri başlangıçta kabul etmeleri güç olabilir. Mama ile beslenen bebekler önerilen gıdayı ilk olarak reddetse bile, ısrarcı olunmalı ve bir süre aradan sonra tekrar denenmelidir. Zamanla bebekler reddettikleri gıdaları kabul etmeyi öğrenirler.

Bebeklere yeni bir besin sunulurken, verilecek besin önce çok az başlanmalı ve besin miktarı giderek artırılmalıdır. Bebeğin yeni bir besini kabulü, besinle 8-10 kez maruz kaldıktan sonra artar. Bu nedenle yeni bir gıdaya geçiş 10-15 gün sürebilir. Bebeğin yeni bir gıdayı başlangıçta reddetmesi, hoşlanmamanın bir göstergesi olarak kabul edilmemelidir. Bebeklerin çeşitli besinleri tatmasına da olanak sağlanmalıdır. Çeşitli sebzelerle beslenen bebekler yeni bir sebzeyi, çeşitli meyvelerle beslenen bebekler ise yeni bir meyveyi daha iyi ve daha fazla kabul ederler.

Bebeklerde ve çocuklarda yemek zamanları düzenli ve aynı saatte olmalıdır. Beslenme aralarında 3 saat ara olmalıdır.   Bebeklerde ve çocuklarda yemek kapları ayrı olmalı ve ne kadar yediği kontrol edilmelidir. Bebek yemeye ara verince biraz bekleyip, bir süre sonra yine yemek verilerek tam olarak doyması sağlanmalıdır. Yemek sırasında acele edilmemeli, bir öğün süresi 30 dakikayı geçmemelidir. Besinler çocuğa değişik tat, kıvam, renk ve çeşitlilikte sunulmalıdır. Çocuklarda şekerli besinler herhangi bir amaçla ödül olarak verilmemeli, özel durumlar dışında şekerli besinler verilmesinden kaçınılmalıdır. Yemekler sofrada çocukla  birlikte yenmeli, çocuğun kendini beslemesine izin verilmeli, ancak yeterli miktarda beslenmesi için de yardım edilmelidir. Çocuğun masada rahat oturabilmesi için uygun boyutta iskemle, uygun boyutta çatal-kaşık vb. gereçler sağlanmalıdır. Eğer biberon kullanılıyorsa, 12. aydan sonra biberon kullanımı sonlandırılmalı ve çatal-kaşık kullanımına başlanmalıdır. Yemek süresi bitene kadar çocuğun yemek masasında oturmasında ısrarcı olunmalıdır. yemek bitinceye kadar sofradan kimse kalkmamalıdır. Çocuk sandalyesinden kalkar, yemeği fırlatır, sofrayı dağıtır ise uyarıda bulunulmalı, gerekirse mola yöntemi uygulanmalıdır. Çocuk seçici davranıyorsa besinler karıştırılarak verilmelidir. Çocuğun aşırı acıkıp sinirlenmesine fırsat yaratılmamalı, uykulu iken beslenmemelidir. Çocuğun açlık ve tokluk duygusu dikkate alınmalıdır. Anne beslenme konusunda bebeğin taleplerini anlamalı ve bebeğin duygularını takip etmelidir. Zorla beslenmemeli, beslenme çocuk göz kontağı kuruyorsa, ağzını açıyorsa devam ettirilmelidir. Çocuk susuz bırakılmamalı, ancak yemekten önce ya da yemek sırasında çok su verilmemelidir. Beslenmenin bebeğin ve ebeveynlerin aktif katılımın olduğu bir durum olduğu unutulmamalıdır.  Beslenmeden sonra etrafın temizlenecek duruma gelmesine göz yumulmalıdır. Öğün sırasında dikkat dağıtıcı nesnelerin (oyuncak, oyun) kullanılmaması gerekmektedir. Televizyon karşısında yemek yenilmemelidir. Ebeveynler öğünde hangi besinleri vereceklerine karar verseler de verilenlerin ne kadar yenileceğini bebeğin karar verdiklerini unutmamalıdırlar.  Ayrıca ebeveynlerin her konuda olduğu gibi beslenme konusunda da iyi bir rol modeli olmaları gerekir. Çocuklar sofraya oturduklarında, ebeveynlerin çeşitli, sağlıklı ve farklı gıdaları tükettiklerini görürler ise yeni gıdaları ve sağlıklı gıdaları yemeleri daha olasıdır.

Çocuk beslenmesinde nelere dikkat edilmelidir?

Bir öğünde verilecek miktar çocuğun yaşına ve boyutuna uygun olmalıdır.

Yemekler belli saatlerde ve mümkün oldukça hep birlikte, aile ortamı içinde yenilmelidir.

Çocukların yemek istedikleri miktarı belirlemelerine izin verilmeli, tabaklarındakilerin bitirilmesi için ısrar edilmemeli ve zorlanmamalıdır.

Tuzlu, yağlı, şekerli içecekler ve gıda alımı mümkün oldukça sınırlandırılmalıdır.

Mümkün oldukça hazır, dayanıklı, katkılı gıda yenilmemeli, gıdalar mevsiminde ve taze yenilmelidir.

Tüm gıdaların hazırlanış, pişiriliş ve sunuluşunda temizliğe son derece dikkat edilmelidir.

Her gün süt grubu(200 ml), et grubu (et, tavuk, karaciğer, balık, hindi, yumurta ve kuru baklagillerden 50-70 gram), tahıl grubu (ekmek, makarna, erişte, pilav, şehriye), sebze ve meyve grubu yiyecekler yenilmelidir.

Ekmek ve tahıl ürünlerinde tam buğday ürünleri tercih edilmelidir.

Sebze ve meyveler çiğ tüketilmelidir. Çiğ tüketmek mümkün değil ise buharda haşlanmalı veya az su ile kaynatılarak hazırlanmalıdır.

Et ürünleri ve süt ürünlerinden yağsız olanlar, bitkisel yağ olarak zeytinyağı tercih edilmelidir.

Haftada en az 1 kez balık tüketilmelidir.