BENLİK DUYGUSU
Benlik bir kimsenin öz varlığı, kişiliği ve onu kendisi yapan şey olarak tanımlanır. Ben ise, kişiyi öbür varlıklardan ayıran bilinçtir. Bebekler doğduklarında kendilerinin ve çevrelerinin farkında değildirler. Doğumdan sonraki ilk haftalarda bebek, anneyi ve anne memesini kendisinin bir uzantısı ve parçası olarak algılar. Anne memesi onun için ayrı bir organ değil, kendi bedeninin ayrılmaz bir parçası gibidir. İkinci ayda anne, sesi, görünüşü, tutuşu ve sıcaklığı ile kendisinden ayrı bir kişi olarak bebeğin gözünde belirmeye başlar. Üçüncü aya gelinince artık bebek anneyi tanır. Annenin gelişini sesler çıkararak, el kol sallayarak, sevinçle karşılayan bebek için artık anne, kendinden ayrı bir kişidir. Bebeğin tüm ihtiyaçları anne tarafında karşılandığından, bebeğin yaşantısında anne birincil sevgi nesnesi haline gelir. Bebek annesine duygusal olarak bağlanır. Yaklaşık 6. ayda anneye bağlanma oluşur. Anneye bağlanma aynı zamanda bebeğin sağlıklı bir anneden ayrılık duygusu geliştirmesine de neden olur. Bebek sihirli bir şekilde her istediğini elde ettiğinden kendini her şeye yeter gibi hissetmeye başlar. Hazzın gecikmesi, birçok “ben olmayan” nesneyle etkileşime girilmesi ve dünyayla etkileşmek için kendi kaynaklarını keşfetmesi gerçekleştikçe bebeğin egosu, “ben”i gelişir. Bebek gerçek “ben”ini annesiyle birlikte olarak ve annesine yönelik kendiliğinden eylemlerin etkisini görerek tanımlayıp ifade eder. Bebeklikte oluşan bu “ben” giderek gelişir.
DEVAMI>>